apartman yüksek katlı
nerdeyse her pencerede bir halı asılı
anlaşılan temizlik günündeyiz
ne kadar kirli iz kalmışsa az önceden
hepsini silip süpürmekteyiz
apartman çok pencereli
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
güzel bir empati hakikatten hocam..çok değişik...şair doğmak bu olsa gerek...bakmak ve görmek...
apartman yeşil boyalı
fırça izlerinde eski yerinden bir ağaç saklı
anlaşılan günah çıkarıyoruz
ne kadar ağacı budamışsak kökünden
hepsini apartmanın betonunda yaşatıyoruz.
Cevat Çeştepe
*******************
Hiç bu açıdan düşünmemiştim...
Ağaçlar, kuşlara kol kanat geren ağaçlar, tek kuşlarda değil,
insana onca börtü böceğe...
Kesinlikle Apartman Günah Çıkarıyor olmalı...
Şimdi birde beton bahçelerde geziyoruz.Bakalım onu nasıl aklayacağız , şiir güzel. Bazen böyle şiirleri insan özlüyor. Esen kalın...
Şimdi birde beton bahçelerde geziyoruz.Bakalım onu nasıl aklayacağız , şiir güzel. Bazen böyle şiirleri insan özlüyor. Esen kalın...
ne kadar kuş gölgesi vurmuşsa gökyüzünden
hepsi birer birer yok edilecek ...
sırılsıklam bir duygu sağanağı ve
anlam derinliği olan mükemmel bir şiir okudum
değerli ustam.
her zaman hayır
ve her vakit şiir ola...
Anlamlı
Bir o kadar da okunası, sade içten..
Yani güzel işte be ustadım. Yüreğinize sağlık
apartman yeşil boyalı
fırça izlerinde eski yerinden bir ağaç saklı
anlaşılan günah çıkarıyoruz
ne kadar ağacı budamışsak kökünden
hepsini apartmanın betonunda yaşatıyoruz.
Cevat Çeştepe
evet hocam cok güzel ifade etmışsiniz yeşili artık dogada goremıyor hayalı yaşatıyoruz :( ( yuregınıze sağlık canı gönülden kutlarım .
Silip dışarıde asıp kuruttğumuz halıları içeriye alsak da yeni günahlarımızla yine kirlenecekler; o pencereler silinse de her gün o kuşların olmasa da diğer kuşların gölgesi yine vurcak camlara ama yeşile boyansa da tüm beton duvarlar o ağaçlar artık yoktur. Biz o apartmanlarda tüm günahımızla birlikteyiz her ne kadar saklamak istesek de.İnsanlık adına derslerle dolu şiirinizi, şair yüreğinizi kutluyorum Sayın Cevat Çeştepe.
Duygu ve anlam derinliği olan mükemmel bir şiir.
Üstadımı yürekten kutluyorum.
Tam Puan + Ant.
Sevgilerimle....
Nafi Çelik
Evet kafama halı silkelenirdi bazen çok şahit oldum son anda kaçtım tepeden bakıyorum kadının yüzüne hiç bir renk değişimi yok buda genelde insanların köy yaşantısını şehirlere taşımasından kaynaklanıyor tamam modern şaşalı olmasında,
hiç yoktan bir tarafı evini temizlerken diğer taraftan çevreyi havayı kirletmesin
ve bu silkeleme olayını da marifet olarka yaparmış gibi birde etrafına bakıyorlar biri alkış tutar mı diye
günümüzde kentleşmiş betonarme yapılar içinde doğanın yok oluşuna nazire eden ve kişilerin vazgeçip bıkmak bilmedikleri eskiden kalma evimi temizliyim çevre kirlensin felsefesini anlatan
değişik bir şiirdi
Tebrikler
Bu şiir ile ilgili 30 tane yorum bulunmakta