Bu şiir sitesinde, 17 Şubat 2007 Cumartesi günü Şiir Bölümü’nün üst köşesinde kırmızı harflerle “15.157 şair, 237.160 şiir” bulunduğu yazmaktaydı. Elektronik bir şiir şehri görünümünde oldukça varlıklı ve verimli bir edebiyat arenası sayılır burası. Bir şiir sitesi olarak kurulmuş binlerce kişi üye olmuş; öyküler, denemeler ve her türlü yazı yer alabiliyor. Üyeler arasındaki bağlantı kurma ve diyalog biçimi de kendilerine bırakılmış. O yüzden şairler birbirleriyle didiştiklerinde, kıskanma ve benzeri duygularla kavga ettiklerinde suç sitenin değil üyelerindir.
Burası bir edebiyat ovasıdır, kimi ürünler cılızdır, kimi gür. Kimi derde şifa kabilinden organiktir, kiminin güpresi yapay, kiminin doğaldır. Saksıda büyüyenler de bulunmaktadır. Bazıları ustalaşmıştır, iyi şairdir, şiirleri benimsenmiştir, sevilir sayılır, sempatiktir. Bazılarının şiirleri ün salmıştır, bir yer edinmiştir, ağır şairdir, çabalayan öteki şairlere yahut kendi şiirlerinin dışındakilere pek tenezzül etmezler. Topraktan dışarı yeni başını çıkarmış buğdaylar gibi yepyepi ve tertemizdir yeni doğmakta olanlar. En önemlisi tümünün ovada birlikte olup paylaşımda bulunmalarıdır. Rengarenk bir şiir diyarıdır burası. Cılız ürünlerin toprağı ustalar tarafından çapalanmalı, sulanmalı ayrık otları yolunmalı, beslenip geliştirilmelidir. Gümrahî görünenler kıskançlık duygularından ayıklanmalı; tartışıp olgunlaşmada karşılıklı katkı sağlamalı, birbirlerinden beslenmelidir. Sanıyorum rahatsız edici tanılar değildir bunlar.
Kıskançlık, fesatlık, küfürbazlık dışında bu şiir şehri ya da ovası diyelim, göreceli (rölatif) bir kavram olan düzeyi ne olursa olsun her türlü şiir ve yazılarda, yorumlarda az da olsa, çok da olsa mutlaka bir gönül damlasının pırıltısı olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir.
Peki şiir ovasının karşısındaki tepeye çıkıldığında antoloji.com nasıl görünüyor? Gönüle takılan fotoğrafları şöyle bir sıralayalım:
evlenerek hayatımı mahvettim'demiş
William Saroyan.
hayatlarımızı mahvedecek bir şeyler
her zaman vardır,
Doğu Baladı
derinlik olmayı sürdüreceğim bu sığ denizde
bir halkım ben, dünyanın kalbinde paslı bir hançer
kabuk bağlayan yaranın altında kaynayan irin
yurdumda konuk, içimde tutsak, uğraksız göçer
bir derinlik hepsi bu, başka hiçbir şey
saklı bir yanardağ olmanın kendisiyim ben
doğuda, ellerinizden çok uzaklarda
binyıllık bir uykuyu ölerek silkeleyen
halkın derinlik olduğunu kim söylemişti
söyleyin nerde seceresi yitik soyum, nerede derinliğim
siliniyor ölü ceylanın derisindeki mürekkep
avcı burda ey bilici ya ben nerdeyim
yurdumun olmayan denizlere taşınan toprağım
parçalanan kayayım bin parça eşkıyadan
çoğalan bir korkuyum, bin parça yoksulluk
ve kan... denizlere akan, denizlere, yurdumun olmayan
uyruksuz mu denir limanı olmayan gemilere
limanım yok, tutulduğum bu çağdaş fırtınada
ışığım yok, dört yönüm karanlık bir pusula
uyruğum yok, sığmıyor kavmim koca dünyaya
umudum uygarlığım, ey bayrak, ey bayraktar
ovalara bir dağ mağrurluğuyla inerken yeşil
vuruldukça güzelleşen alnın ki, gül rengi
güneşi ince kanadında sürükleyen esenlik rüzgar
n'olur ölme artık, ölüp ölüp terketme beni
ey ölür gibi yaşayan bir halkın derinliği...
adnan satıcı
sevgiyle kal sanıyorum bende bir kez daha okuyacağım bu şiiri şimdi...
Bu yazınızı Ahmet DAŞ' a yazdığınız cevapta okumuş ve sizlerin fikirlerine katıldığımı söylemiştim. Bizlere söyleyecek söz bırakmamışsınız.
Dikkate almamız gereken uyarılarınız için teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi iletirim.
saygılar arkadaşım bu yazıyı ahmet daş şair arkadaşın sayfasında şiir yorumu bölümünde okudum ve oraya yazdığım yorumumuda işin gerçeği getirdim buraya yapıştırdım aşagıda:
merhaba sevgili hocam tam şiire yorum yazacaktım acı gerçekler falan olduğunu falan diyecektimki benden bir önceki rundo rumuzlu değerli arkadaşımızın uzun bir yorumu gözüme çarptı bayağıda uzuncaydı biraz bakayım derken kendimi alamadan sonuna kadar okudum sevgili arkadaşımız bayağıda güzel bir yazı yazmış onun anlatımına daldım şiiride unuttum ama gerçektende mükemmel bir yazıydı ben hayran oldum bazende acı acı gülümsedim baktımki sanki ben yazmışım gibi geldi o yazıyı tam benim antolojiyi algıladığım şeklini anlatıyordu.sonradan tabi benim öyle güzel bir yazı yazamayacağım aklıma geldide benim yazmadığımı anladım bu vesile ile hem şiire ve şairine hemde bu yazıyı yazan arkadaşımıza.rondo.ramazantopoğlu na teşekkür edeyim dedim yüreğinize sağlık arkadaşlar ben nedeyimki doğru söze nedenir ancak doğrular karşısında ben başımı eğerim saygılarımla mustafa usta
güzel tahliller , yerinde teşhisler , yapıcı yaklaşım , teşekkür edilecek paylaşım..
ben kendi adıma bu yazıyı çok yerinde,gerekli ve gerçekçi buldum.
öneri ve tavsiyeleri dikkate alacağım...
teşekkür ediyorum...
-Anonim/Antoloji Şairlerine
Belki de yazmayacak
Ne bir kitap, ne bir site,
Biyografinizi..
Belki de gerçek değil
Adınız bile.
Mahlas ya,da müstear.
Kim ne söylerse söylesin,
Duyurun sesinizi……
Barış yazın…..
Dostluk yazın…………..
Sevgiden yazın………..
Sevdayı anlatın gelecek nesle.
Kırmayın kaleminizi………..
Yaşarken kim bilirdi,
Yunus’u Kaygusuz’u?
Kimdi bu Dadaloğlu?
Kim idi Karacoğlan?
Dertli kim idi……….?
Söyledi ne türküler,
Ne koşmalar, nefesler.
Medrese de ders okurken,
Meyhanede dem çekerken,
Bildiler mi Nesimi’yi,
Müderrisler, sakiler..? ?
Ne şairler gelmiş geçmiş.
Hani Nedim? ya Fuzuli…?
Nerde Nefi…? nerde Baki..?
Baki kalan bu kubbede,
Hoşça bir seda imiş…
Bir gün bir kelimeniz,
Bir turnanın kanadına takılır.
Diyar diyar dolaşır yerini bulur.
Bir aşığın yüreğinde,
İlham olur, türkü olur.
Ve bir gün!
Günlerden bir gün!
Bir anons duyulur;
-sözler anonim,
-müziği büyük üstat falancaya ait,
-dillerden düşmeyen…………şarkıyı,
-medarı iftiharımız filanca söylüyor-
Bundan eminim………
Belki de yazmayacak
Ne bir kitap, ne bir site.
Biyografinizi..
Belki de gerçek değil,
Adınız bile…
Ramazan TOPOĞLU tanışma fırsatı bulduğum kalite bir adam.Hani derler ya adam gibi adam.Bu yazısını ilk kez okuduğum zaman ona ve düşünce tarzına olan hayranlığım bir kat daha arttı.Öncelikle hiç düşünmeden bu yazının altına imzamı atabileceğimi ifade etmeliyim.Ramazan TOPOĞLU sağlam duruşu ve gerçek analizlerini asla kırmadan ancak anlayabileceğimiz zarif tarzıyla itina ile yapan şık bir eleştirmendir.O şiiri çok sever,insanı sevdiği kadar.Eğer Biz Amatör şairler Ramazan Bey kadar engin bir ufka sahip olabilse idik(Öncelikle ben Abdurrahim Kahraman)şiirlerimizi ikide birde çamaşırgibi batırıp batırıp çıkarmazdık.Şiirlerimizi az okunuyor,popüleriteleri yükselmiyor paranoyası ile değil,ama iyi ama kötü gönül parçalarımız ,evlatlarımız canlarımız ve de üstelik sınırlı da olsa okuyanları olan güzellikler olarak değerlendirirdik.Buraya şiir yazma yürekliliğini gösteren insanlara ve onların bizce olmamış şiirlerine insafsız yaklaşımlarda bulunmaz,zerafet ve nezaket diye bir şey olduğunu unutmazdık.Aslında Antoloji.Com mevcut şiir sitelerinin içinde bence de en dir.Zira Diğer siteleri gezdiğinizde bunun neden böyle olduğunu anlamak pek de zor olmayacaktır.İşte sevgili dostum Ramazan TOPOĞLU bu konuya harika bir objektifle yaklaşmış ve bu sitede yazan tüm şair dostların alfabe gibi çantalarından eksik etmemeleri gereken bir analiz yapmış ve ben onu canı gönülden kutluyor kalemine sağlık kardeşim diyorum.Sağol.
Daha önce de antoloji gerçekliklerine eğilenler oldu. Fakat benim rastladıklarımın hiçbiri bu sayfada olduğu kadar, olumlu ve olumsuz yanlarını aynı tatlılıkla ele alma, hoş çabası içinde değildi.
Eleştirilerini, haksızdırlar diyemeyeceğimiz ve hepimizin az çok duyumsadığı düş kırıklıkları üzerine oturtmuşlardı. Kendi kırgınlıklarını dışarıda tutamadan.
Bu yazının farkı işte budur.
Hepimizi hepimize öyle inanılmaz bir hoşgörü duruluğunda gösteriyor ki ne alınmak mümkün, ne anlamadan geçmek.
Dilerim herkes kendi yerini bir kez daha içtenlikle tartar ve antolojideki rolünü bir kez daha aynı içtenlik, sabır ve soğukkanlılıkla gözden geçirir.
Bana göre de böyle bakmasını bilen için antoloji bir okuldur.
Kendi adıma çok şey öğrendiğimi düşünüyorum.
Şiirden yana olduğu kadar,
insan, inanç, duruş ve sergileme açısından da.
optimist ama seçici...seçerken içinden seçer.. seçmediklerine davul çalmanın gereği olmadığını bilir..
anlaşılamadığı yere uğramaz.. anlaşılacağı kadarını yazar.. anlaşılmayı arzular ama dayatmaz.
halkın içindedir.. hak gibi bir derdi vardır.. içi yüksektir. içindeki yüksekliği görmüştür.. normalde tırmanır..yaşarken yani.. ama şiir yazınca içindeki yüksekliğe sanki kanatlanır..
bizim köyde ahmet ali vardı.. halk feylosofu..
ne derseniz deyin ama ne derseniz deyin ilk cümlesi şu olurdu..
- O da Allahın kulu..
mesela ahmet ali ye sorsanız.. antoloji nedir diye
size der ki
_ o da Allahın bir kulu..
nedense yazıyı okuduğumda ahmet aliyi hatırladım
sevgiler sevgili sevgi dolu dostum
Para verip şiir kitapları alamıyorum ama bu güzide siteden şiir okuyabiliyorum.Şiir kitapları bastıramıyan şairlerinde şiirlerini okuyabiliyorum.
Eli kalem tutan ve iki satır yazan tüm şair dostların ellerinden öpüyorum.İyiki varsınız.
Usta zaman harcıyarak güzel kaleme alınmış bir eser.Emeği ve kalemi tebrik ederim.
Saygılar...
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta