Antakya’lım uzat ellerini. Barış kardeşlik zamanı şimdi. Ayrı gayrı olmak olmaz. Kanımızın rengi aynı… Yeter ki yüksekler düşlerinin rengi olsun. Dokunduğun topraklardan bereket fışkırıyor, bak. Altınözü'nden Reyhanlı'ya, Kırıkhan'dan, Hassa'ya, Belen doruklardan ovalara, Akdeniz'e… Maviye, yeşillere bak.
Antakya'lım merhametli ellerini uzat. Birlik dirlik zamanında, uzatılan eller çevrilmez geri. Habibi-Neccar Dağlarından seyreyle dünyayı. Bil ki ayrı gayrı olandan hayır gelmez. Düğünler, şenlikler, bayramlar senin için. Çınar altından Uzun Çarşı'ya, Asi’ye, Denizciler'den, Sarıseki'ye, Doruklardan Arsuz'a, İskenderun’a, Akdeniz’e bak.
Antakyam, bütün duaların kabul edildiği şehir... Yükseklere bak, düşlerin büyük olsun. Önce sen inanmalısın buna. Eylül hazandır çabuk geçer. Bilinir ki, hiçbir savaş barışsız olmaz. Barışa yakılan meşalelerin aydınlığında, Harbiye'de, defnelerin gölgesinde durup bir soluklan. Samandağı'ndan Çevliğe, Yayladağı'ndan, Halep'e, Şam'a bak. Her yerde yangın, gözyaşı, Her yer kan-revan içinde…!!!
Antakyalım iyiliği, barışı, yaşamın merkezine koy. Zamanın kanatlarına takılmış olabilir uçurtmaların. Evinden, şehrinden, doğduğun topraklardan uzak olabilirsin. Olsun. Asma, Zeytin, Portakal dallarına tutun. Toprağa diktiğin zeytin, defne, çınar çam ağaçları gibidir özgürlük. Bu dağlara attığın tohum, saldığın kökler senin. Payas’tan Kale'ye, Erizn İçmelerine… Dörtyol’dan İlkurşun Anıtına bak.
Antakyalım, bir tarihinin kucağına doğduğunu unutma. Köklerin çok eskilere dayanır. Gördüğün dağlar, tırmandığın doruklar, ovalar senin. İşlediğin toprağın her karışında senin alın terin var. Menekşeler açan yüreğinle, gâh gülüp gâh ağlamışsın, ne fark eder. Derin kökler salmışsın dört bir yana. Amik Ovalıysan, Amanos dağının dizlerine yasla başını. Hataylı isen hayalin büyük olsun. İskenderun, bakire kızın incili gerdanıdır. Akdeniz'nin koynunda, ışıl ışıl bak.
Antakyalım, kök saldığın yerlerde dur. Veyahut bağbozumu zamanlarında, bir Antakya masalı anlat çocuklarına. İçinde bütün renkler olsun. En mavide olsun Akdeniz… Ayşe’yi, Hanna’yı, Fatma’yı, Heleni’yi… Reyhanlı'lı Meryem Hatun'u, Altınöz'lü Akil Sakt'ı, Samandağ'lı Cemil Hayek'i, Dörtyol'lu Karahasan Paşayı, Kara Mehmet Çavuş'u anlat. Hiçbir savaşın sonu barış olmadan gelmez.
Antakya’lım barışa uzat ellerini. Zamanıdır şimdi. Durup bir an çocukluğunu düşün. Ektiğin ekinler öbek öbek boy verdi. Baharlar, ha geldi ha gelecek. Diktiğin ağaçlar bile, kendi geçmişinin köklerine uzanır. Sevginle sarmala dünyayı. Dal budak salarak resimler çiz. Çocukluğunu yaz sayfalara. Şairlerin, barışa dair şiirlerinden şarkılar söyle. Resimlerin zeytin, kekik kokulu… Allı morlu çiz. Ara sıra olsak da sağda solda, Kalemin keskin, imgelerin ince ve narin olsun.
Hatice Elveren Peköz
Hatice Elveren Peköz
Kayıt Tarihi : 10.12.2017 15:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!