Düşmanın amacına bir mezar kazmak için
Şeref dolu tarihi yeniden yazmak için
Yıllarca ve yıllarca didinmişti Atatürk
Onu önder bilerek izindeydi her bir Türk
Milletimin başına kahramanca geçmişti
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yıllarca meslek yaşamımızda Atatürk'ü andık.Söylev ve söylemlerini kavrattık o minik yavrulara.Ant içtik her sabah.İlkelerine ve devrimlerine.Kutlarım Yusuf Bey.Saygılar.
onun yolunda ölürüm ben ya.
Bu güzel eseri ve sizi canı gönülden kutlarım, tebrikler nicelerine...
Duygularımıza tercüman olmuş duygu seli yürek sesinizi kutluyorum sevgili abim.
Daim olsun dileklerimle..
Saygı ve Sevgilerle..
1- Andımız kaldırıldı
2- Atatürk'ün bütün eserleri saldırıya uğradı
3- Milletin onur abidesi, 'Peygamber Ocağı' bilinçli olarak saldırıya uğradı.
4- Ordunun kan damarları olan askeri okullar kapatıldı.
5- Dindar ve kindar gençliğe orduya geçiş için yeşil ışık yakıldı.
6- Emir-komuta kademesi asker disiplininin dışına çıkarak siyasallaştı
Ve sonra Atatürk Dedi ki: '........ Memleketin dahilinde iktidara sahip bulunanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Siyasi emellerini müstevlilerin emelleriyle tevhit edebilirler. İçte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türkiye Cumhuriyetini kurtarmaktır. Vazifeye atılmak için içinde bulunacağın imkan ve şeraiti düşünmeyeceksin. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.' Ufukta umutsuz, karanlık günler görmek ne acı... Allah bu millete o acı günleri tekrar göstermesin. Ruhun şad olsun Mustafa Kemal Atatürk....
Evet Yusuf bey, vatanımızı, bayrağımızı, ulusal birliğimizi, barışımızı, kardeşliğimizi, Atatürk devrimlerini koruyup, kollamak için ant içmiştik, !4 yıldır mani olmaya çalıştılar, (Atatürk'ün o temiz ruhu bir gün boğacak sizi demiştim) bir şiirimde, dediklerim bir bir çıktı, kendi pisliklerinde boğuldular, tahkiye de olsa Atatürk'e ve Türk ulusuna sığınmak zorunda kaldılar.Tarihe not düşecek bir şiirinizi daha zevk alarak okudum, yüreğiniz dert görmesin dileklerimle sevgilerimi yolluyorum...
her bent çok değerliydi. Kaleminize sağlık Yusuf bey..
Saygılar..
Şiiri sunuş notunuz üzerine: 15 Temmuz'da kimin ., yapılan uygulamalara bakacak olursak kimin adına ne yapmaya çalıştığı belli ama kimin neyi ne adına savunduğu pek belli değil...
Şiiriniz ve yürek sesiniz üzerine söylenecek söz yok.. İçtenlikle kutluyorum...
Yolumuz Büyük Atatürk'ün gösterdiği ve varlığı ile aydınlattığı yoldur...
Kıymetli şairim harika bir şiir kaleme almışsınız kaleminiz daim ilhamınız bol olsun inşallah
Yüreğinize sağlık Yusuf hocam,tebriklerim ve saygımla..
Bu şiir ile ilgili 30 tane yorum bulunmakta