Annesiz Bir/n Sene;
Hayatıma anlamsız ve yalan olduğunu öğrendiğim bir kelime daha girdi.
"ALIŞMAK..."
öyle kolay değilmiş Alışmak.
insan acılarına yokluğa alışamaz,
yüreğinin bir köşesinde saklarmış.
ve her andığında bir bıçak gibi en derinine batan
o hasretin acısından susar,
içine içine ağlar ve kanarmış.
13 Aralık'tı son sesini duyalı,
son göz göze bakışalı,
pamuk ellerini tutalı
ve son kez adımı söylediğin gün
13 Aralık'tı.
Son sözlerin "beni burada unutmayın"dı.
Bir senedir kulağımda çınlayan
her aklıma düştüğünde sol yanımda kanayan
o son seslenişin.
biz seni unutmamamız gereken çok zamanlarda unutmuştuk oysa.
Sigaranı yoldaş yapmıştık sana.
öyle ki yalnızdın, odaların hepsi aynıydı.
televizyondaki bir kanal bile bizden çok arkadaştı.
Biri gelirse yanına sanki o karanlık odana ışık doğardı.
hele ki sevdiklerinden biriyse o gelen.
ağrında azsa o gün, senden mutlusu olmazdı.
şimdi bir senedir biz karanlıktayız.
Ahmet Kaya'nın da dediği gibi Penceresiz kaldım Anne.
Dünya bir zindan ve meğer ben seninle konuşurken Sen yanımdayken ferahlıyormuşum.
Seninle aydınlanıyormuş dünya.
şimdi hasta oluyorum;
dikkat et diye kızanım yok Anne.
sesim kısılıyor ince giyiniyorum,
nargileyi de arttırdım.
Yeter diyenim yok Anne.
Elini tutsam dua ederdin ya.
yıllarca hazine biriktirmişsin bana benden habersiz.
hala dualarının ekmeğini yiyorum.
Ordan da dua ediyorsun bana hissediyorum.
bir hafta gelmesem çağırıyorsun.
geldiğimde görüyor, duyuyorsun.
Biliyorum.
sana İnşallah Cennet ama
"bize toprağın altı çok soğuk be Anne".
Niye konuşmak hatta bağırmak isterken içime içime kanıyorum?
Niye dünya zindanında özgürlüğünü bekleyen bir mahkum gibi günleri sayıyorum Anne?
Niye Seninleyken olan dünyadan, senden sonra başka bir gezegene gitmiş gibi yalnızım şimdi?
Niye etrafım bunca kalabalıkken kimsesiz gibiyim, konuşurken duyanım sustuğumda anlayanım yok?
Niye içtiğin o acı sigaranın bile kokusunu özlüyorum?
Niye asansörde el ele eve çıkışımızı,
arabaya binerken ayaklarını koyuşumu,
hastanede serum için damarını ararlarken elini tutuşumu özlüyorum Anne?
Niye hiç bir çorbanın tadı seninle karşılıklı içtiğimiz gibi değil?
Niye her piknikte bankın köşesinde seni görüyorum?
Niye kim otursa da arabanın ön koltuğu boş gibi geliyor bana Anne?
Niye her Anne diyenin yanında kendimi dünyanın en yoksul insanı hissediyorum?
Niye gittiğinden beri battaniyenin altında üşüdüğün gibi ben de donuyorum Anne?
Niye kimse yokken gizli gizli ağlıyorum?
Niye anlatmak istesem içimi kelimelerimin manasını bilen yok diye susuyorum Anne?
En değersiz ev eşyalarını bile öyle özenli kullanır değerli hissettirirdin ki,
gittiğinden beri kendimi değersiz anlamsız hissediyorum Anne!
her şey zamanla olgunlaşırmış ya, acılar da öyle derlerdi.
yokluğunun acısı her gün daha hoyratlaşıyor Anne.
daha sert vuruyor tokatını, daha çok dağlıyor yaralarımı
ve daha çok kanatıyor tüm soğuk kuru damarlarımı.
sürekli gözünün önünde duran koca bir yara izi gibi Sensizlik
ömrümün sokaklarında geçtiği
ezbere bildiğim bir şehre yeni gelmiş gibiyim.
Tek Başına...
dedim ya anlamsız olduğunu yeni öğrendiğim bir kelime daha girdi hayatıma diye.
"Alışmak" ben sensizliğe Alış-a-mıyorum Anne.
Biliyor musun
seni düşündükçe özledikçe
Rabbime olan sevgim artıyor.
Cennete olan inancım pekişiyor.
Senin bana merhametini düşündükçe umutlarım yeşeriyor.
Annem nasıl severdi merhamet ederdi bize diyorum.
sonra ya Annemi de Yaradan Rabbim ne kadar merhametlidir.
onca günahıma rağmen
işte bu merhamet beni ümitlendiriyor Anne;
Cennet kapısı olan Sana kavuşmaya
ve o kapıdan içeri birlikte girmeye...
Kayıt Tarihi : 10.4.2025 11:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(13 Aralık 2023 / 13 Aralık 2024)... ∞
Teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (2)