ANILAR… ANILAR…
MUDANYA’DA YAŞANMIŞTIR
ANNEMİN SÜTLAÇLARI
Rahmetli annem, yemek yapmayı çok severdi. Hiç üşenmez yemekleri büyük bir zevk ve ustalıkla yapardı. Pişirdiği bütün yemekler ve tatlılar çok lezzetli olurdu. Herkes tarafından beğenilir ve takdir edilirdi. Bu lezzet, Mudanya’nın suyundan mı annemin ustalığından mı kaynaklanıyordu bilmiyorum ama yemeklerin içine bir tutam hasret, bir fiske şefkat, bir ölçü vicdan, göz kararı hüzün ve bol miktarda sevgisini kattığı belliydi. Bizi mutfağa sokmaz, siz ortalığı toplayın yeter derdi.
Geleneksel sütlü tatlılardan biri olan sütlaç, annemin en güzel ve en çok yaptığı bir tatlıydı. Ramazan ayında yaptığı güllaç da anında yenir biterdi. Her pazartesi köyden beş litre süt getiren, sütçü teyze annemi çok severdi. Annem o sütlerden bir hafta yoğurt mayalar, bir hafta sütlaç pişirirdi. Sütlacı en az beş litre sütten yapar, eli aza gitmezdi. O zamanlar (1960) lı yıllar, sütler katkısızdı ve mis gibi kokardı. Sütçünün getirdiği süt kaynatılınca üzeri bir parmak kaymak tutardı. Annem her seferinde, başında beklediği halde sütü taşırır ve ocak kirlendi diye çok üzülürdü.
Annem sütlaç yaptığı zaman adeta dağlar, taşlar sütlaç olurdu. Mutfakta ne kadar kase, tas, çanak varsa hepsine sütlaç koyar ve mutfak tezgahına, yemek masasına dizerdi: “Anne bu kadar sütlacı kim yiyecek?” deyince: “Vardır bir kısmetlisi, gelir yer” derdi. Sütlaçlar soğuyup buzdolabına yerleştirme aşamasına gelinince, buzdolabına sığmayanlar mutlaka konu komşuya hediye edilirdi. Sıcak yaz günlerinde sütlü gıdalar, dışarıda fazla durmaz bozulurdu. Dolapta soğuyan o sütlaçların üzeri nine gibi buruş buruş olur, üzerine bol tarçın dökülünce tadına doyum olmazdı.
O zaman Mudanya’da (Halit Paşa Cad) iki katlı önünde ve arkasında bahçe olan bir binada oturuyorduk.(Arka bahçesinde iki tane kavak ağacı vardı)Şimdi yerinde kavak yelleri esiyor, apartman yapılmış) İkinci kata, üst düzey bir devlet memuru ve ailesi taşınmıştı. Yeni tanışmıştık, birkaç kez görüşmüştük, çok iyi insanlardı. O gün yine sütçü teyze beş litre süt getirmiş, annem de sütlaç yapmaya karar vermişti. Mutfağın her tarafı sütlaç kâseleriyle dolmuştu. Buzdolabına birer birer kâseleri yerleştirdik. İki tane büyük porselen çanak ortada kaldı, annem: “Kızım bir tanesini, yukarıdaki komşulara hediye verelim. Kardeşlerin belki döker, sen götürüver yavrum. Sor bakalım, dolaplarında yer varsa bu çanağı da yarına kadar dolaplarına koyalım” dedi. “Anne ayıp olmaz mı yeni tanıştık?” “Sen sor bakalım, ayıp olmaz” deyince ben sütlaç çanağını tepsiye koyup üst kata çıktım.
Evin hanımı beni güler yüzle karşıladı: “Annem bu sütlacı size gönderdi, afiyetle yiyin ama hemen dolaba koyun, hava çok sıcak ” dedim. Hanım teyze çok sevindi, teşekkür etti: “Buzdolabınızda yer varsa bir taneye bizde yer kalmadı. Rica etsek yarına kadar, sizin dolaba koyabilir miyiz?” dedim. “ Hemen getir kızım, yer var” deyince öbür çanağı da götürüp verdim.
Bir gün önce hepimiz birer kâse sütlaç yemiştik. İkinci gün de buz gibi soğuyan sütlaçları dondurma niyetine birer tane daha yedik. Annem eve gelen misafirlere de ikram etmiş. Dolaptaki sütlaçlar bitmiş, iki tane küçük kâse kalmıştı. Ertesi akşam babam İstanbul’dan döndü. Rahmetli babam da sütlaca bayılırdı, hiç yemem demezdi. Yemekten sonra annem: “Kızım komşudaki sütlacı alıver, baban soğuk soğuk yesin. Selam söyle” deyince yine üst kata çıktım. Hanım teyze, beni görünce kahkahalarla gülmeye başladı. Çok güzel kahkaha atardı, gülüşüne bayılırdım. Bizim evde öyle güzel gülen kimse yoktu. Ben şaşkınlıkla ona bakınca sustu: “İnciciğim gece amcan uyanmış, dolapta buruş buruş sütlacı görünce dayanamamış. Bir çanak sütlacı yemiş, kusura bakmayın canım” deyip boş çanağı bana verdi. Ben de hayal kırıklığıyla eve gelip anlattım, annem: “Neyse olan olmuş, sen babana dolaptaki küçük kâseleri getir kızım” dedi. Ben de bol tarçın ektiğim, iki kâse sütlacı babama ikram ettim. Babam sütlaçları anında bitirdi: “Bülbül çanağı kadar sütlaç, dişimin kovuğuna bile gitmedi ”dedi. Annem:
"Gece vakti yeter, dokunur, uyuyamazsın. Ben sana yarın yine yaparım canım" dedi.
İnci Germenliler
Kayıt Tarihi : 28.10.2020 16:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İnci Germenliler](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/10/28/annemin-sutlaclari.jpg)
Her şeylerin organik olduğu, dostlukların candan olduğu yıllar. Okudukça sütlaçtan ne de canım çekti.
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (2)