Bütün anne ve evlatları birbirine doyamazdılar. Oysa ki anne, ben seni gördüğüm tek bir anı bile hatırlamayı ne çok isterdim. Ne var ki sen bana ve ablama karşı evlat sevgisini ilk tattığın zamanlarda, yeni bir dünyanın kapısını açacakken, aralık bıraktın.
Ve bizim bağımız, artık dünyayla sınırlı değildi. Seni görebilmek için gökyüzüne bakarım sadece. Çünkü gökyüzü bir kapı aralığından ibarettir. Duydum ki anneler çocuklarını hep merak ederlermiş. Artık bu durum bizde tam tersi. Ben annesizliği hissetmemek için kendi kalbime öyle hesap sorarım ki, seni özlediğim zaman bazen yıldızları sayarım ya da denizdeki dalgaları.. Ama hala ortalıkta yoksun ve sonu gelmiyor zamanın.
Artık sen gökyüzünde bir yerde değilsin, sen her yerdesin. Ve her zamanki gibi bugün de yanımızda olmayı başardın anne, sol yanımızda...
-
Hayat o kadar ani ki, bana anne kelimesini söyletmedi kader. Sanki yakında bir melek olacağını bile bile.. Ama şimdi sana nasıl annem diyebilirim?
Sen gittiğinden beri ağzımdaki düğüm, konuşmayı öğrenmiş olsam bile çözülmedi.. Öyle ani bir gürültüyle kalbime kondun ki, sağır kaldım fani dünyaya.. Ve dünya çok kıskanç bir yer; belki de cennet, sen dünyanın en güleryüzlü nadir insanlardan olduğun için, hassas kalbinin daha fazla kırılmasını istememiş olabilir.
Meleklerle kekelemeden nasıl konuşabilirim? Duyuyor musun kalbimdeki, dile sığmayan sözleri?
Duyuyorsun eminim...
Kayıt Tarihi : 29.3.2019 14:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!