Yine doldu sana bakan gözlerim
Soluk sayfalarda belli belirsiz resmine
Seni öpüp kokladım özlemiştim belki de
Çevirip her sayfasını karaladığım satırlara
Sana yazdığım bilmem kaçıncı şiirdi
Mumun alevinde yükselen mısralar düştükçe
..
Ben ağladıkça
sende ağladın,
Beni büyüdükçe,
kendin soldun,
Bıkmadan usanmadan
beşik salladın,
Beni ninilerle büyütün.
..
Oldum olası özel günlere karşıyım. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, Öğretmenler Günü… Saymakla bitmez. İyi hoş da, insan öylesine içten sevdiklerini yılda bir gün mü anmalı? ...
Telefonun numaralarını tuşlarken kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyor. Belirsiz bir saygı duruşuna geçtiğimi fark ediyorum. Karşımdaki sanki beni görüyormuş gibi. Az sonra çocukluğumda tüm benliğimi saran, güven veren, yönlendiren, zaman zaman da buyuran o kadife sesi duyacağım. “Alo “ demem yetecek beni tanıması için.” Naime’m” diyecek “ sen misin? ...vefalı kızım…” Yeni kitabımı müjdeleyip “ sayenizde “ diyeceğim. Gününü kutlayacağım. O güzel yanaklarından ve ellerinden özlemle öptüğümü söyleyeceğim. Sesinin tınısında mutluluğunu okuyacağım.
“ Alo, öğretmenim…”
“ Buyurun, kimi aramıştınız?
..
İşte bir anneler günü
daha geldi geçti sessizce...
bilmezler ünün günü.
veresiye alalım sevgileri,
veresiye. (!)
Öyle bir ödenmeli ki.
Kabulleridir
..
Anneciğim seni o kadar çok seviyorumki
Anneler günü olduğunda sanki doğum gününmüş gibi oluyor
Anneciğim bir dakika senden ayrılsam özlüyorum
Seni çok seviyorum
Sesin bir şarkı gibi geliyor
Senin güzel yüzün ve sesinle
Senin şarkılarınla uyuyabiliyorum
..
Ben senin minik kuşun, titrediğin varlığın
Kırk yaşa bastığımda yine o minik yavrun
Bana karşı hislerin değişmez mi hiç anam
Kanat gerdiğin yavrun büyümez mi hiç anam.
***
Kadınlar günü derler, anneler günü derler
Güya kendilerince hep sizi yad ederler
..
Kumların arasında
Sahilin iyot kokan havasında
O da olmazsa
Çam kokan Akdeniz akşamlarında ara
Bulursun beni..
Bazen bir nehavent parçada
..
Canım annem bak bir anneler
Günü daha sensiz geçti
Yüregim bir kez daha
Sensizliği yaşadı
İçimde tarifsiz
Bir buruk acı yaşadım
Bu acının annem
..
Adını anmadığım günü yaşanmış saymıyorum
Gittiğin yer çok uzak hep yollarını gözlüyorum
Yerine koyamadım hiç kimseleri inan ki
Annem geliversen artık seni çok özlüyorum
Kaçıncı anneler günü boynum bükük bekliyorum
Bir resmin kaldı senden bana hatıra saklıyorum
..
Belki de ölmüş olacağım;
Bir sonraki doğum gününde,
Anneler günü ve kadınlar gününde,
Yaşamıyor olacağım belki de;
Bir daha ki tanışma yıldönümümüzde
İlk kavgamızın ve barışmamızın günü geldiğinde
..
Anne uyan,uyan anne üşüyorum.
her yer karanlık anne,dört yönüm gece.
yok elimden bir tutanım uçurumdan düşüyorum.
anne uyan,uyan anne üşüyorum.
uyuma anne,sen kapatınca gözlerini güneş batıyor.
uyan anne uyan,o öpülesi ayaklarının altında cennet yatıyor.
..
A N N E M! ! !
17 Yıl önce de 9 Mayıs Pazar, yine anneler günüydü. Ve biz seninle, arkadaşımın otomobilinde, bilmediğimiz bir kasabaya doğru yol alıyorduk. Ben, farklı ufuklara yelken açacaktım bir başıma. Asla geri dönmemecesine. Sen tekrar evine, babama dönecektin. 16 – 17 Yıl, benim hiç evim olmayacaktı.
Sana, Anneler günü hediyeni otomobilde vermiştim. Her yıl, Anneler Gününde: Mutlaka sana yeni bir şiir yazmamı isterdin. İstediğini yapardım.
Şimdi, çalışma odamdayım anne, kendi evimde. Ve tam karşımdaki duvarda, çok güzel bir fotoğrafın asılı. Hep bana bakıyorsun. Bazen, konuşuyorum seninle. Artık sana şiir veremiyorum. Ve ANNE konulu, hiçbir şiiri okuyamıyorum. Hemen yaşlar akıyor gözlerimden çünkü.
18 Mart 2006’da gittin. Ailenin en küçüğü sendin ama önce sen gittin. Anne, lütfen sen ve teyzelerimle dayım beni bağışlayın. Kırkını yapmak ve evi boşaltmak için, Buket’le gittiğimizde. Mutfağımıza girmiştik önce. Hani hep seninle orada otururduk ya? Kapıdan girince, karşımdaki kanepemizde, teyzelerim sıralanmışlardı. İçimden, korkunç bir isyanla, boğazıma takılan çığlığı bastırmak için, hemen elimle ağzımı kapattım. HAAYIIIRRR! ! ! NEDEN SEN? ? ? ? ? ? ? ? Diyordu o çığlık.
Anne, sonuçta insan bencildir. O anlarda, ben de bu bencilliği yaşıyordum. Hem de hiç utanmadan. Daha 69 yaşına bile girmemiştin. Bir an önce gitseler de, görmesem şunları diyordum içimden. Oysa, onları da çok seviyordum. Ama sen değillerdi. Her kapı çaldığında, sen geldin sanıyordum. O evi, hiç sensiz görmemiştim ki…
Seninle çıktığım o yolculuk, nice yolculukların başlangıcıydı. Çoğu insanın görmediği – bilmediği. Düşünde görse, dudaklarının uçuklayacağı, neler neler yaşadım? Gördüm?
..
Anneler Günü
Güneş görürüm annelerin yüzünde...
Bir anne bilirim
Gözleri yaşlı ağlamaz kendisi için
Elleri değil kendisi için
Ayakları tarla yolunda
..
8 Mart Kadınlar Günü
Kadınların temel haklarını teminat altına almak için “Birleşmiş Milletler Örgütü” 8 Mart 1975 yılının da aldığı bir kararla, bu günü “Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul etmiştir. O tarihten bu yana, Birleşmiş Milletlerin Üyesi ülkelerde, kadınlar günü kutlanmaktadır. Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlardır. Durum bu iken, kadın sorunlarına çare bulma yerine, zaman zaman siyasi rejim aracı olarak gösterilmiştir. Ülkeyi yönetenler, kadınlarımıza karşı daha gerçekçi olmaları gerekmektedir. Hepimiz bu gerçekleri algılamak ve anlamlı çözümler üretmek zorunda olduğumuzu, kabul etmeliyiz.
Kadınların başta gelen sorunları işsizlik, emek, ideoloji, cinsel sömürü, inanç, çocuk bakımı, mutfak, töre ve erkek egemenliğiyle sınırlı değildir. Kadın sorunları genel olarak insanlık sorunlarının bir parçasıdır.
Öte yandan Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen “8 Mart Kadınlar Gününün “İnsan Hakları, çocuk hakları, hayvan hakları, dünya çevre günü, anneler günü, işçi bayramı, dünya barış günü”nden; ya da “babalar günü”nden pek farklı bir anlamı yoktur.
Yukarıdaki özet bilgilerin ışığında bakıldığında, son yıllarda bazı kişi ve grupların “Dünya Kadınlar Günü” olan resmi bir adı, emekçi kadınlar günü diye yorumlamakta ve bu hususta ısrarlı olmaları, ayrı ve özel bir anlam taşımaktadır.
Dünyada ve ülkemizde, emekçi olmayan kadın binde birdir. Ayrıca emekçi kadınların sorunları, genel kadın ve genel insan sorunlarından ayrı değildir. Bu durum, bütünün içinde bir parçadır. Bütünde özür varsa, parçaların tümünde de özür var demektir.
Kadınlar, 8 Mart gününü birlikte mücadele etme ve dayanışma gösterme günü olarak değerlendirilmeleri gerekmektedir. Erkek-kadın eşitliği konusunda sorun yaşayan kadınlarımız, kendi günlerini kutlamalarda, öne çıkmaları bence çok önemli bir gelişmedir. Ne yazık ki bu kutlamaları, kimileri istismar ederek çeşitli ve farklı mecralara doğru yönlendirmektedirler. Hele hele son yıllarda, ülkemizdeki 8 Mart günü kutlamaları tamamen kılıf değiştirmiştir. Bunun ötesinde, kadınlarımızı özel bir amaca hizmet ettirilmek istenmektedir. Hatta çeşitli yıkıcı eylemlikler içine sokuldukları görülmektedir.
..
Şu insanları
Anlayamıyorum
Anlamakta
Güçlük çekiyorum
Anneler günü
Babalar günü
Yaşlılar günü
..
O narin ellerinle süt içiren sen değil miydin anne
Neden şimdi yoksun
Neden ben süt içmiyorum
Yemek dahi yemiyorum
Bir tek seni yanımda istedim
Kim olursa olsun niye şimdi sensizim
Uyku saatlerim vardı
..
Bugün anneler günü
Anneciğim
Aylardan mayıs, yıllardan ikibin üç
Biliyorum
Söylemesi hem zor
Hem de çok güç
Kimbilir
..
Hiç bir şeyde yok sıcaklığın
Tüm derde devadır kucağın
Ömrünün sonuna kadar yansın ocağın
Bir tanesin seni seviyorum anam
Ömrümün her günü benim için anneler günü
Seninle mutluluk dolu dünüm,bugünüm
..
Anam! Bugün anneler günü,
Benim acı günüm...
Herkes, sevinçle anasını ararken,
Ben, ben sana çok uzağım...
Konu komşu anasına gidiyor,
Elini öpüp hediyeler veriyor.
..