(Ölümünden sonra yaptığım duvardaki
yağlıboya tablosu bana bakıyordu.)
Rahat uyu emi sevgili annem
Anlaşıldı artık, sensiz yaşayacağım.
Ama böyle mahzun, mahzun baktıkça
Yokluğuna nasıl alışacağım.
..
Senden Ayrı Duramam
Benim Biricik Annem
Her Sabah Uyanınca
Seni Ararım Hemen
Bugün Anneler Günü
En Çok Sevinen Benim
..
ANNELER GÜNÜ SENSİZ
Kasım ayı aldın benim anamı
Geldi Mayıs ayı
Şimdi ben kime çiçek verip
Elini öpeceğim
İlk defa bu gün
..
Güller İrem bahcelerinin kırlarında, çayırlarda, gezip dururlarmış. Ne toprakla didişir,ne çakılla cebelleşirlermiş.Şarkılar söyler, letafetlerini sergiler ve mutlu şekilde yaşarlarmış. Bir gün aralarında güzelik yarışması düzenlemeye kara verirler ve yarışı başlatırlar. Mor güller kokusunu, sarı güller şarkısını, kırmızı güller de öyküsünü sergilerler.. sergilerler sergilemeye ama, ne kırmızı gülün bülbül, aşkı ne sarı gülün gönülerdeki köşkü tatmin etmez jüriyi son yarışmacı zemheri gülü girer ve kokularını salar. Oradakiler öyle bir etkilenir, öyle bir etkilenirki,.Pembe gülün yanakları heycandan kızarır, beyaz gül şaşkınlıktan kirec gibi bembeyaz kesilir ve gonca gülde açmadan öylece hareketsiz bekler. Jüri başkanı. Aslında senin hiç kokun yok, bunu nereden aldın diye sorar. Kaçamak cevaplarla jüriyi inandıramıyan zemheri gülü sonunda gerceği itiraf ederek ANNEM den der. Kokunun etkisiyle kendinden geçen jüri, anne gülü bulmaya karar verir. Mekanına gittiklerinde kokusuz kalan
anne gül yeni kokular bulmak için toprağın derinliklerine daldığını öğrenirlerler. Bu güzel kokunun hasretine dayanamayan güllerde damarlarını toprağın derinliklerine salmaya karar verirler ve oğünden sonra mekanları toprak olur.Anne kokusu için toprağa girmeyi dahi göze alan güllerde, anneler tarafından kutsallaştırılarak türkülerde hasretin, öykülere cennetin ve şarkılarda muhabetin sembolü olarak yıllarca söyleyip durmuşlardır.
Ana dolu efsaneleri ismli eserimden alınmıştır
Yıldırım Öğretmen
Gülleri değilsede, güleryüzlü insanların bol olduğu Gaziantep'ten sevgiler ve selamlar
..
Anneler günü;
“ Çok Muhterem “
Babalar günü;
“ Saygıdeğer “
Öğretmenler günü;
..
Çözün şu ayağımdaki bağı
Kuş misali aşayım şu dağı
Isıtsın beni sılamın toprağı
Bayram yapsın gönül bağı
Bakın bugün anneler günü
Çözün o dilimdeki düğümü
..
YABAN İLLERDE
Ne zor bilirmisiniz yaban ilde olamak, bir de emanetciyseniz. İşte hayat o zaman size şaşı bakar, tıpkı benim gibi. Yarın anneler günü, neyime ki burada benim anneler günü. Yüreğimde kocaman bir yara var, ağrılarım var. Çaresiz oraya buraya koşmaktayım, uzakta olmak, yatağımda değilim, dışarıda dolaştım saatlerce. Hiç mi hiç tanıdık yok çevrede, sadece hay huy selamlaşan insanlar. Onlar telaşlı, herkes birşeyler alıyor, özellikle çiçek annelerine vermek için. Ben mi, kime vereceğim ki, annemde yok, mezarıda burada değil. O en güzel ve en özel annem yok, ben de yok sayılırım. Şaşkın ve çaresizce, ayaklarım bugün ilk defa bir hristiyan mezarlığına götürdü beni. Bakımlı, düzenli ve her yer çiçek dolu, ziyaretcilerde çok. Kendince, dini neyi emrediyorsa o şeklide dua edenlerle doluydu. Bakındım herkese ve yerde yatanlara, sonuçta oda, bizde toprak altındayız ama bu düzen ve temizlik düşündürdü beni. Anamın, babamın yerlerini zor buluyorum. Bir yasin okuyayım diye oturur oturmaz, kırk kişi çevremde, kimi ben okuyayım, kimi su istermisin. Baktım burada her mezar aynı, evlerininin düzeni gibi ve her parsele, hatta daha az bir yere, bir çeşme, bir kova koymuşlar. Herkes istedigi gibi suyu alıyor, çiçek ekiyor, kendince dua ediyor vesaire. Biz burada da sınıftamı kaldık. Ben de sadece resim çektim, dua desem olmaz, selam desem olmaz. Acaba onlar bizim gibi merak etse, gezseler bizim mezarlıkları ne derlerdi? Bu macera oldu benim için, çünkü içimde bir şeyler olmuştu ve çaresizce ayaklarım oraya götürdü beni. Oradayken bir arkadaşım aradı, neredesin diye, mezarlıktayım dedim, neeee, neden gittin dedi. Ben de bilmiyorum, bugün bir hüzün var, sanki ateş degirmenine düştüm döndürüyor beni, dünya dar dedim. Hay Allah dedi, neden ki dedi, bilmiyorum dedim. Baya dertleştik, hastayım diyor, sanki artık sona doğrumu gidiyoruz ki dedi. Tez biten tuvalet kağıtları gibi hissediyorum kendimi diyor, o beni, ben onu tesselli ettik.
Ama şu bir gerçek, bu gün anladım ki, insanoğlu neden doğar, neden yaşar ki bilemedim. Ben de arkadaşımdan esinlendim sanırım ve suya tutunca hemen eriyen tuz gibi hissettim. Yarın olmasa yada yatıp kalkmasam, artık istemiyorum bu ateş degirmeni dunyayı. İsteyenler yaşasın, istedikleri kadar. Ben bir an önce gidip, hazırlık yapsam diyorum. Orada iş çok. İşte kapı ardı kadar yakın bir ölüm var aslında. Neden o halde, neden ki insanlar bu kadar saldırgan ve kırıcı, kimseye verilmeyen bir tapusu var dünyanın ve bizler emaneten buradayız. Bir pencereden bakıp, geçip gideceğiz, toprak olacağız, kurdu, kuşu doyuran bir bedenimiz olacak. Ruhumuz, onu artık Allah'ım emenetine alsın inşallah. Yarın bakalım kim öle, kim kala diyelim ve yatalım artık.
ANNEMLE ANNELER GÜNÜ SOHBETİM
Bu sene ne bayramda nede anneler gününde gelemedim sana!
..
Bakma saçımdaki aklara
Ben daha büyümedim annem
Yılların yükü büksede belimi
Ben hala senin bebeğinim annem
Güçlü değilim göründüğüm kadar
Ben hala emekliyorum annem
..
Kadınlar eştir kadınlar ANA
Sevgi de vardır keder de ONA
Her derdi çekendir her sitem ONA
Sofra da herkes doyar o kalır SONA
Olsun eşi evlatları doysun o yeter ONA
Senede bir gün anneler günü ama o her gün ANA
..
Birleşmiş milletler denilen domuzlar diktatoryasının gözü önünde cereyan eden bir hadise bir insanlık ayıbı İşte KERKÜK bir annenin can çekişirken oğluna teselli veren bir türk annesinin çekilmiş fotoğrafları,ve yavrusunun çırpınışları,yorumunu siz yapın..
..
Cumartesi Anneleri
Dün acı bir Cumartesi’ydi
Ertesi anneler günü
Ve evlatlarını arayan anneler
Yine meydanlardaydı
Ellerini öpüp
..
Zamana bıraktın beni,beni
Üşüyorum, üşüyorum
ısıt beni anne.
Zamana bıraktın beni, beni
Koşuyorum, koşuyorum
Tut ellerimi anne.
..
Biri çıksın desin ki;
Artık kadınlar öldürülmeyecek,
Anneler çocukları için ağlamayacak.
Mutluluklar gizlenmiş yarınların sayfa aralarına,
Her sabah doğan güneşle tel tel dökülecek!
Biri çıksın desin ki;
Savaşlar olmayacak,
..
Bu gün anneler günü annem
Ama ben senin elini öpemem
Gözünün içine baka baka
Seni seviyorum diyemem
Elinden bir sıcak çayını içemem
Çünkü on iki yıldır
Ayrı düştük anneler gününde
..
Küçük bir çocuğum,
Düşler bahçesinde
Parlayan güneş ışığında
Elimde kuru bir ekmek
Burnum da akan sümüğümle
Ve bu gün anneler günü
Ne yırtık kazağım umurumda
..
ogece ateşliydim
başımda bekliyordun
ağladığını duydum
içim yanıyordu
konuşmak istiyordum konuşamıyordum
ağlamak istiyordum ağlayamıyordum
boğazım ağrıyordu yutkundum
..
CANIMA
Canım,
Bir daha diyorum,
Bir daha canını sıkarsam
Canım çıksın.
..
Öyle bir gidişle gittinki Anam
Gidişinemi kalışımamı neyime yanam
Özlemin içimde gittin doyamadan
Kıymetini bilememek içimde yanan
Keşke enson sarılışım hiç bitmeseydi Anam
Yüreğim feryat ediyor Anam
Anam Anam dediikçe kanıyor yaram
..
Halden bilmez sanma
Olmayınca bebeğim
Olabilseydim eğer
Bu gün ben de anneydim
Bu dörtlük yıllar önce bir anneler gününde yazdığım kısa bir hal bildirimiydi.
Çok istememe rağmen anne olamamıştım, evlat olarak da annemin uzağında, hasretindeydim.
..
Bir anneler günü daha geçti,
Ve ben yine söyleyemedim.
Söyleyemedim, ne çok sevdiğimi,
Anne, seni…
Çok istediğim halde bir hediye alıp,
Karşına gelmeyi beceremedim.
..