Annem,
Yılları devirmiştir acıların! ,
Annelik sana yazgıdır,
En çok sana yakışır,
Bu yük senin omuzlarında,
Ancak taşınır,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ANNE OLMADAN ANNENİN KIYMETİ, BABA ÖLMEDEN BABANINKIYMETİ BİLİNMEZMİŞ DERLERDİ DE İNANMAZDIM. YAŞADIM,GÖRDDÜM, İNANDIM.KUTLARIM EMEĞİNİ SEVGİLİ VİLDAN HANIM.
iŞTE BU DA BENİM ANNNEM:
GÜNEŞi UYANDIRAN KADIN
Bir kadın tanıdım narin güzel ve ince
Yüklenip dünyayı taşımaya çalışırdı
Bir ateş yakardı kalkıp yarı gecede
Güneşi uyandırmak isterdi sadece.
Tutardı sarnıcın yolunu sessizce
Dönerken sudan güğüm belinde,testi elinde
Güneş yeni uyanırdı Vona Burnundan
Ekmek pişirirdi narin kadın mısır unundan.
İnekleri sağar,yayık yayardı
Çorba pişerken sarma sarardı
Sütü alıp ocaktan bir de börek yapardı
Börekçiydi zaten kızlık soyadı.
Yumurtalar günlük ekmekler sıcak
Bahçeden salatalık domates toplanacak
Sofra hazır,artık çocuklar uyanacak
Az sonra çoban inekleri bahçeye kovacak.
İmeceye gidilecek Behiye Yengeye
Gün batımı bahçeden eve dönünce
Ev halkı yemek istemese
Üstleri hiç kirlenmese
Narin kadın çok yorgun
Erkenden uyusa ve dinlense
Ona dokunmasa kimse
Yarın güneşi tekrar uyandırabilse.
Yıllar yıpratmıştı narin kadını
Bir akşam uyudu ve uyanamadı
Artık güneşi kim uyandıracaktı?
Güneşi uyandıran kadın benim anamdı.
Naime Özeren
ANNE SEVGİSİ'YLE DOLU HARİKA BİR ŞİİR/İDİ...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK SN ALTUNBAŞ
NADİDE KALEMİNİZ DAİM OLSUN
SEVGİ VE SAYGILARIMLA
Annelik sana yazgıdır,
En çok sana yakışır,
Bu yük senin omuzlarında,
Ancak taşınır,
GÜZEL MISRALARDI. DÜN ANNENİZE BUGÜN SİZE YAKIŞAN ANNELİK VASFINIZ CENNETİN AYAKLARI ALTINDA OLDUĞU ANNELERLE BERABER OLSUN. TEBRİKLER...
Harika paylaşım için şükranlarımı sunarım.
muhabbetle
bir tam puanda benden
Yüreğine saglık...
Dillerine sağlık...
Tebrikler.
Paylaşım için teşekkürler...
Saygılar
Şiirin Güzel Hörmetin
Taktir Edilir Tarzdan
Annene Bende Annemle
Bazen Kavga Ederim Bazen
Barışır Mutlu Olur Güleriz
Annemle Onu Emekli Ettik
Şimdi Beya Morali İyi
ona bazı islamdan bazı
güzel şeyler öğretirim bu
onun hoşuna gider
anne konusu tükenmez sevgi çiçekleriyle giyindirilmiş bir konu. enelerin her zaman ellerinden öperim..
saygılarımla:
rr.akdora
Bu şiirin ''Anne '' konulu şiir yarışmasına katuılması gerektiğini düşünerek yorumluyorum.
Sevgili kardeşim : Vildan Altunbaş.
İnsan gözünün dünyada görebildiği tek melek olan ANNE konulu şiir için teşekürlerimi sunuyorum, lütfen kabul buyurunuz.
Konu kutsal olduğu için Annelere şiir yazarken duygu fırtınasına yakalanmamak elbette mümkün değildir. Bu yoğun his tufanı içinde sayısız şiirler yazıldı ve dünya durdukça yazılmaya devam edecektir. Ancak hepimizin ortak bir görüş etrafında bütünleştiren bir gerçek vardır: O da şudur:
Ne bizden öncekiler, ne biz ne de bizden sonrakiler:
O KUSURSUZ MELEĞİ EKSİKSİZ ANLATABİLECEK BİR ŞİİR YAZAMAYIZ!... Bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği bile bile, bu kutsal konu için eline kalem alan her kardeşimi tebrik ediyor sonsuz başarılar dileklerim ile o kalemi elinize almanızı sağlayan annenizin mübarek ellerinden sevgi ve saygı ile öpüyorum. Anne konusunda yazılan her şiire eğer puanlamaya açık ise şiire tam puan veriyorum. Tam puan haricinde başka verilecek her puan için üzüldüğümü herkesin bilmesini istiyorum. Kim kendi annesine yazdığı şiire Tam puan haricinde başka puan verir ki?...
Öncelikle böyle kutsal bir konuya ilgi çekmek için şiir yarışması düzenlediği için:
http://www.antoloji.com sitemize teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum. Bu organizasyona emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Benim gönlümdeki duygu: Anneler üzerine yazılmış her şiir zaten birinciliği daha yazılırken kazanmış bir şiirdir.
Bu yarışmada görev alan jüri üyelerine başarılar diliyorum.
Ben bu organizasyondan, http://www.antoloji.com'un alnının akı ile çıkacağına, Jürideki sayın üyelerin bu konuda en titiz bir şekilde görev yapacakları inancını taşıyorum.
Birkaç konudaki düşüncelerimi belirttikten sonra bu şiiriniz için yorumum:
ANNE konusunda yazılan her şiir daha yazılırken birinciliği hakketmiştir.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bir şiir olmuş. Başarılarınız daim olması ve:
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimi sunuyor , şiirinizi İlk Tam Puan ile selamlayarak huzurunuzdan saygı ile ayrılıyorum.
İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
Annelik bize annelerim iz’den miras kaldı,
Kucak açtık acılara,
Acılar bir çocuk gibi eteklerimize yapıştı,
Nesiller boyu herkes bunu taktı,
Anneler den kızlarına verilen bir taçtı.
Ama Annelik görevi biter mi hiç,
Sevgi dolu bu gönüller de,
Analar da tükenir elbet,
Belki o toprağın altına girince.
yürekten tebrikler...
çok güzel dizeler...
anlam yüklü ve akıcı...
selam ve saygılarımı gönderiyorum...
Güzel bir şiir.
ancak ''Acılar bir çocuk gibi eteklerimize yapıştı, ''
mısrası bir yerde şiire tezat oluşturuyor.
Şiirin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüm.
Tebriklerimle...
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta