İçimde bir sevi bir can belirdi
Gün ve gün daha da şımararak
Beni tekmeliyor arsızca
Yüzsüz bir oyuncak sanki!
Hissediyor sesimi ve de sevilerimi
bense bulutlarda hissediyorum kendimi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiir sadece yaşananlardan oluşmaz yaşayamayıp yaşamak istediklerinden başkalarının yaşamlarından gözlemlerden başka yaşamlardan da yazılabilir..Bunun için iyi bir gözlem yeteneği,empati ve duygu yüklü bir yürek gerekli...
Bir erkek tarafından yazılmış bu güzel şiir bana bunları hatırlattı..
Çok güzel yüreğinize sağlık...Duyguların tercümanlığı olmuş gerçekten :)))
Saygımla..
Ben bu şiirle şunu daha iyi anladım kadın ve erkek bir bütünün gerçekten iki yarısı..Bir annenin yaşadıklarını bu kadar içten bu kadar sıcak bu kadar şefkat kokan duygularla anlatabilen bir kalem için sadece gurur duygusu belirir yüreklerde..Ben şiirin hayatımızda hep olmasını isterim neden? Çünkü tam bir iletişim köprüsü, duyguların en özgür şekilde anlatılabilme platformu..Hiç endişe duymadan hiç çekinmeden yüreği sonuna kadar açarak..Ruhu çırılçıplak soyarak tüm kötülük ve sahteliklerden arındırarak çıkılan bir platform...Ben anneyim ve yaşayabileceğim hissedebileceğimin en güzellini kaleme dökebilen bu dosta tebrikler ve alkışşşş...Ve tabiki tam puan...SAYGILAR..
Tıkandım...Hem de öyle bir tıkanış ki...Şoktayım...Bunu gerçekten siz mi yazdınız Bilal bey? Tıkandım...Anneliğe giden ilk yollardaki o eşsiz duygulanımlar, kendi annesini yeniden sil baştan farklı algılayışlar, onun varlığını bir başka hissedişler, rahme düşen bir çocuk sevinciyle doğup büyüyen annelik içgüdüleri...Öylesine doğal, öylesine sıcak, öylesine anne...ve yazan şair bir erkek! ! ! ! ! Şoktayım! ! ! Mutluyum! ! ! Şaşkınım! ! ! Tıkandım...Ömrü hayatımda böyle tıkanmamıştım! ! ! ! !
Anneliğige hazırlandığım o günlere döndürdü beni dizeriniz.
Bebeğim adlı şiirmi tüm bu duygular içinde yazmıştım sizinle paylaşmak güzel olacak ve dizlerinizle o söyleşecek.
@Bebegim@
Yıl 1999 günlerden Çarşamba
Saat gecenin 3.30’u
Gözlerim 9 aydır uykuya hasret,
Konuğumu bekliyorum,
Ellerim karnımda,
Dinliyorum yavrumun kalp atışlarını.
—Yaşıyor musun bir tanem
—Geleceksin, yakmayacaksın değil mi,
Annenin yüreğini”
—Her an kaybedebiliriz diyor, doktor,
—Alamayabilirsin yavrunu kucağına,
—Okşayıp, koklamayabilirsin,
—yâda bebeğin, göremeyebilir annesini.
Kovdum gözlerimden uykuyu,
dalarsam uykuya,duyamazsam seni.,
Anlayamazsam tepiklerini,
Yetişemezsem doktor amcana,
Kaybedersem seni,
Korkuyorum gül dudaklım, nöbetteyim
—Korkuyorum bebeğim, korkum, kendi gidişim değil,
Senin bana gelemeyişin
Korkuyorum gonca gülüm, korkum, kendi sonum değil,
Beni sensiz bırakışın.
Öylesine sarıldım ki sana bebeğim,
24 saat karnımda elim, dinliyorum tekmelerini,
Her gecen gün biraz daha umut ediyorum,
Az kaldı geleceksin diyorum,
Dayan bebeğim, geleceksin dünyaya.
Çok bekledim seni bebeğim,
Ayrılma sakin benden,
Bırakma annenin elini,
Sakin vazgeçme tutunmaktan hayata,
Sarıl annenin sevgisine, hisset ellerimi,
Dokunuşlarımı, sana olan özlemimi,
İnatla geleceğim de dünyaya,
Alayım kollarıma,
Sarayım seni bedenime,
Koklayıp, öpeyim,
Çekeyim ciğerlerime seni nefes, nefes
Vereyim sütümü, ilaç olur sütüm sana
Bırakıp gidersen beni prensesim,
Yaşar mıyım bu dünyada,
Türkan Dinçer
Gözyaşlarımı dindirmek biraz zor da olsa bunu başardım çünkü küçük perim yanımda ve ben onun kokusu ile yaşama devam ediyorum.
Kutluyorum sevgili dost güzel yüreğinizi ve şirinizi. Saygılar
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta