Haliç iskelesinden ayaklarımı uzattım.
Midye ve yosun kokusu teneffüs ediyordum ciğerlerime.
Bir seni düşünüyorumdum birde jetonlu vapur seferlerini.
Bak hatırlarım yine.
Sen boğaz seferlerini severdin.
Ben ise Kasımpaşa eminönü teknelerini.
Hiç ortada buluşamazdik seninle.
Ve son durağımız hep Beşiktaş iskelesi olurdu.
Bir simiti üç kişi bolusurduk sen,ben ve martılar.
Rüzgar saclarina değerdi ya hani.
Sen bilmezdin bende fırtınalar kopardı.
Cayindaki simit susamini dahi kıskanirdim ben
Dudaklarına ulaşabilme ihtimali benden fazlaydı.
Sen Gözlerini alamazdin boğazın ihtisamindan.
Ben ise okyanuslarda çoktan kaybomustum.
Ve yavastan su almaktaydi o küçük teknem. guverteme her saniye sen dolmaktaydi.
Galata köhne bir kahvehanedeyim şimdi.
Karbonatlı çay içip tarihi kokluyorum rutubetli duvarlar ardında.
Bir seni düşünüyorum birde buluşmalarimizi
Hatırlarim yine.
Sen güneşli İstanbul sabahlarina asiktin.
Ben ise efil efil öğlenden sonralarina.
Ne de severdin istiklal caddesinin kalabaligini.
Ben ise Fenerbahçe burnundaki el ele tutuşmalarimizi severdim.
Senin tatlı krizlerin vardi hani benim ise sana bağımlılığım.
Sen Profiterol severdin ben ise baklavayi.
En son aynı tabaktan sütlaç kaşiklardik seninle
Hesabıda bölusmek isterdin,uzerdin beni.
Oysa ben büyük oynayacaktim ,hayatı bolusseydik ya hani.
Artık Hatırlamak istemiyorum bazı şeyleri.
Ve anlamsız sesler ortasinda Kalabalığa karışmıştı benliğim.
Ruh halim bindiğim topkapi Beşiktaş hattı minibüsleri gibiydi.
Yorgun, havasız,kapasitesinin üstünde yalnız.
Muavin bağırıyordu; boşlukları dolduralım diyerek.
Nasilda anlamisti hemen,bir sen anlayamamıştın.
Kayıt Tarihi : 20.7.2020 00:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!