Öyle istemiştim ki,
Sevdalanmanı.
Vatan, doğa, Tanrı,
Ya da bir güzel,
Hiç farketmez,
Kara değil,
Gri sevdalanmanı.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Şiirlerdeki kaldırımlar,
Yüksek ökçeler,
Gönül kavuran,
Manzaralar.
Peşmurde romantizm,
Beyinlere işleyen
Uyku sihirbazları.
Tutunamazsın,
Düşersin,
Kırbaçlar beynini
Akılsız fırtınalar,
Acımasız eser.
Güven bana çocuğum,
Karamsarlık değil
Benimkisi,
Yüreğin sevgi dolu,
Tertemizsin.
Keşke öyle de olmasa,
Hayatın gerçeği.
Böyle öğretmedim
Ben sana.
Boğazım düğümleniyor
Konuşamıyorum.
bilemessin yavrum ben seni tertemiz sevgiyle büyütürken ilerde insanların canını acıtacağını anlatmaya sana utanıyorum en yakınlarının dost dediklerinin bile sırtından hancerleyeceğini anlatmaya utanıyorum
biz yinede anlatalım ki bizler kadar hazırlıksız olup daha çok acı çekmesinler
tebriklerimle
maalesef hayatın acımasız yanını dile getirmişsiniz.doğru çocuklarımıza öğrettiklerimizle yaşadıkları arasındaki fark dağ kadar olacak.ideali şimdi kimse görmüyor.yürek cesaretinizle konuyu dile getirmniz olağanüstü.kutluyorum.saygılarımla.tam puanım.
İnan bana yavrum,
Seni kandırmak değildi,
Niyetim.
Önceki söylediklerim,
Miras olsun istedim.
Ama olmadı,
Beceremedim,
Beceremedik,
Öyle zor ki,
Kabullenmek.
Niye böyle
İnsanlar,
Kendime de
Anlatamıyorum.
Kutlarım üstadım.. Yüreğinize sağlık..Kaleminiz hiç susmasın. saygılar..
Üstad'dan
güzel
bir şiir daha...
Selam ve
muhabbetle...
Kimden : YALNIZ KALEM
Kime : Süheyl Türkoğlu
Tarih : 05.02.2009 15:20 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [hatayli-sairler] Anlatırken Utanıyorum
Siz anlatıyorsunuz ve çevrenizi aydınltıyorsunuz.Dünyamızı karartanlar utansın.Eilinize sağlık.canım hemşerim
Sana öğrettiğim
Masumiyet
Tarih olmuş
Ben sınıfta kaldım.
Dilim varmıyor,
Sen yine de
Dürüst ol demeye.
Eli boğazımda
Vicdanımın,
Sıkıyor acımıyor,
Ben sana acıyorum.
Kurtlar sofrası
Yaşadığın dünya.
Güçlüler,
Güçsüzleri yutar.
Hiç ummazsın,
En yakının
Üzerine atlar.
Bunu anladığında
İş işten geçer.
Sana bunları
Anlatmaya utanıyorum. ..
kutluyorum güzelliği
namık cem
Öncelikle bu kadar uzun bir şiiri sekteye uğratmadan uyumlu bir biçimde aktarmak gerçekten beceri ister... Bunun için sizi tebrik ediyorum bu ahengi sağlayabildiğiniz için şiirinizde...
Ve şiirinizdeki anlatıma gelince ya da anlatılmak istenene gelince ufak bir hayat dersi niteliğinde şiiriniz... Ve bunları çok güzel örneklerle açıklamışsınız ki insan ne diyeceğini şaşırıyor gerçekten...
İlk iki bölüm bir giriş niteliğinde adeta... Ve ne giriş ama... Mükemmel...
'Sana öğrettiğim
Masumiyet
Tarih olmuş
Ben sınıfta kaldım.
Dilim varmıyor,
Sen yine de
Dürüst ol demeye.
Eli boğazımda
Vicdanımın,
Sıkıyor acımıyor,
Ben sana acıyorum.'
İşte bu dizelerle başlıyor aslında konu - ben ona destan demek istiyorum -, destanımız... Geçmişteki değerlerle günümüzdeki değerlerin nasıl değiştiğine dair ufaktan bir çıtlatma var bu dizelerde... Amasadece çıtlatma, dahafazlası değil... Neden mi? Okuyucuyu şiirin içine çekmek ve dizelerdeki satır aralarını okumaya çağırmak için... Ve bence de çok iyi bir deneme olmuş böyle bir deneme... Eskiden masumiyet farklı iken günümüzdeki anlamı değişti, belki de masumiyetsizleşti... Ki bütün bu masumiyetsizleşmelere karşın yine de sana tüm masumiyetini koru diyemiyorum... Neden mi? Çünkü senin bu masumiyetsizliklerin içinde erimenden, yok olmandan korkuyorum... Ve bu tümden canımı yakıyor...
'Kurtlar sofrası
Yaşadığın dünya.
Güçlüler,
Güçsüzleri yutar.
Hiç ummazsın,
En yakının
Üzerine atlar.
Bunu anladığında
İş işten geçer.
Sana bunları
Anlatmaya utanıyorum.'
Ve tabi ki hayattan örnekler verilmeye başlanıyor en canlısından, en kanlısından... Güçlüler her zaman olduğu gibi var ve yine görevlerini eksiksiz yapıyorlar... Kan emiyorlar... Ve inan tüm bunları sana anlatmak ne kadar utanç verici anlatamam... Anlatamam... Utanırım... Bunları anlatmak belki de benim yaşadığım acıları tekrardan su üstüne çıkaracak... Belki de benim yaptıklarım aklıma gelecek... Kim bilir? ...
'Hayat dolusun.
Hazırlandığın yarınlar,
Seni bekliyor,
Bekliyor ama
Benim sana anlattığım
Yarınlar masum değil.
Yaprakları döken
Rüzgarlara dikkat et.
Duvara ver sırtını.
Nasihat değil,
Gerçeği anlatıyorum.
Beğenmesen de
Mirasımız bu,
Yeter yavrum
Anlattırma,
Anlatırken utanıyorum.'
İşte şiirin mihenk taşları dizeler buralar aslında... Ki zaten çok öyle dize grubu var... Tamam, sen umutlu bakıyorsun hayata, yarınlara ama artık o eski masum yarınlar yok... Ve tüm arkadaşların dostun olmayabilir ki ondandır dostlarını seçerken seçici olman... En sağlamından bir dost seç kendine... Ve bir yürek ol onunla... Ve yine bir utanma daha... Maalesef... Bırakılan mirastan utanma... Çünkü yarınlara umutlu günler bırakmamışlar... Nesil olarak... Bunun verdiği üzünütüyü anlatamam... Utanıyorum... Yine utanıyorum...
'Şiirlerdeki kaldırımlar,
Yüksek ökçeler,
Gönül kavuran,
Manzaralar.
Peşmurde romantizm,
Beyinlere işleyen
Uyku sihirbazları.
Tutunamazsın,
Düşersin,
Kırbaçlar beynini
Akılsız fırtınalar,
Acımasız eser.
Güven bana çocuğum,
Karamsarlık değil
Benimkisi,
Yüreğin sevgi dolu,
Tertemizsin.
Keşke öyle de olmasa,
Hayatın gerçeği.
Böyle öğretmedim
Ben sana.
Boğazım düğümleniyor
Konuşamıyorum.'
İşte bu dizeler yarınlarda olacaklara dair nasihatlar... Yılların verdiği bilgi, beceri kendini gösteriyor ve kendisine anlatılan geçmişte yaptığı hataları senin yapmanı istemiyor... Ve çok güzel bir dille aktarıyor bunları... İmgelerle donatılmış muhteşem dizeler...
'Beyinlere işleyen
Uyku sihirbazları.'
'Kırbaçlar beynini
Akılsız fırtınalar,
Acımasız eser.'
Bunlar sadece bir kaçı...
'İnan bana yavrum,
Seni kandırmak değildi,
Niyetim.
Önceki söylediklerim,
Miras olsun istedim.
Ama olmadı,
Beceremedim,
Beceremedik,
Öyle zor ki,
Kabullenmek.
Niye böyle
İnsanlar,
Kendime de
Anlatamıyorum.'
Bu son dizeler tam bir itiraf niteliğinde aslında... Yarınlara ait tavsiyeler gerçekleşmiyor ve bunların gerçekleşmemesinde kendisinin de hataları olduğunu kabul ediyor... Ve inan, çok zor kabullenmek... Çok zor... İnsanların nedenselliği üzerine bir kaç söz işte... Neden böyle insanlar... Kendime de anlatamıyorum...
Gerçekten bir destan okuıttun bize sevgili Süheyl Türkoğlu... İşte bu bir destandır ve geçen zamanla birlikte değeri artacak dizelerden olduğu konusunda ısrarcıyım... Teşekkürler bu güzel destan için...
cok güzel misralardi... tebrikler...
Ayıklanamıyor,
Temizle kirli.
Yağmura sevinmek
Ya da yağan zehire
Üzülmek.
Ezilip kaldık,
Toprakla su arasında.
Utanıyorum.
duygular konusuldugu sürece utanma örtülebilir... yavrular konusmayi, kendilerini anlatabilmeyi basaracaklar diliyorum... susmak terbiye olamadi, hizla gelisen teknoloji, hizla artan nüfusa, biraz yetersiz kaldik... dilerim ve umarim utanilacak orani artirmadik... engel olamadiysak da... diye teselliye de ihtiyac duydum... bu güzel dizelerden sonra...
sevgi ve saygilar
Sana öğrettiğim
Masumiyet
Tarih olmuş
Ben sınıfta kaldım.
Dilim varmıyor,
Sen yine de
Şair şiirsel bir dille adeta ders veriyor.Tebrikler üstat
Dürüst ol demeye.
Eli boğazımda
Vicdanımın,
Sıkıyor acımıyor,
Ben sana acıyorum.
Çok doğru. Tebrikler şiire. Sevgiler
Bu şiir ile ilgili 31 tane yorum bulunmakta