Bir kandil vaktinde titreyen dile,
Üşüyen bir yetim, bir eski çile…
Rahmetle dolmuş bir medeniyette
Cebrail'in yazdırdıklarını anlat bana.
Bir sükût inerken kalbimin üstüne,
Taş kesilir zaman, döner bir türküye.
Bir ezanla çözülürken her düğümde,
İçindeki sır dolu ânı anlat bana.
Yalnızlığa düşen bir gece vakti,
El açıp bekleyen, içten bir vakti,
Aşkı anlatan o en eski ayeti,
Sessizce kalbe işleyen o nağmeyi anlat bana.
Bir yakarış düşer, taşar geceden,
Kelimeler susar, döner ezgiden.
Bir annenin sesi gelir derinden,
Bekleyişe vefa, o ilahı anlat bana.
Bir yudum su gibi sevdaya dökülen,
Bir elif gibi secdeye eğilen
Bir sabah ezanında dilime düşen
O manevi seherleri anlat bana.
Bir sabah uykusuz kalan gözlerinde,
Mahzun bir nida vardı sözlerinde.
Bir yarım kelamın iz düşümünde,
Bakışlarınla yakarışlarını anlat bana.
Bir kandil gecesi, dua ile sarılmış dilek,
Yaralı cümleler dökülür dilimden tek tek.
Eğer bir vuslat kaldıysa bize sabret,
Kalbinde gizlediğin hüznü anlat bana.
Bir gün susarsan, susma hep bana,
Yüzünü dök yıldız yıldız zamana.
Bir yudum hasretle gelen her ana,
Kalbimde duran akşamı anlat bana.
Hangi dua yarım kaldı dudakta,
Hangi sevda bekliyor hâlâ uzakta?
Adımı en son fısıldadığın şafakta
Sesindeki titrek suları anlat bana.
Bir gün olur da dönersen eğer,
Gözyaşını da al, yeter ki gel yeter.
Terk ettiğin bu gönülden neler geçer?
O zalimane ayrılıkları anlat bana.
Sakladığın bir harf, bir cümleysen,
Susarak büyüyen o gizli sevgiysen
Bir ömrün alnına secdeyle inen,
İnancın o ilk ışığını anlat bana.
Kayıt Tarihi : 9.5.2025 19:19:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!