ey yaralı dağlarımın güneşi
ey toprağında kan çiçekleri açan ülekemin umudu
duy sessimizi...
biliyoruz anlamadık seni
ve ışık sacan sözlerini...
senin ışığın güneşi utandırıyordu
senin ışığın düşüncelere yol oluyordu
senin ışığın cehennem ateşi gibi yanan yüreklere
bır yağmur damlası gibi serinlik sacıyordu
ama biz anlamadık seni
ve gölgen...
gölgen ay ışığından bile aydındı
ay utanıyordu gecelerde görünmeye...
bir yaralı sevdan vardı birde hayalin
hayalın armağındı insanlığa
ama biz
yine anlamadık seni
ve sen ınsanların kardeşliği
ve sen...
barışın, sevginin umud veren yıldızı
sen halkın için kanatlarını verdin
özgürlüğünü feda ettin
ama biz anlıyamadık seni
sen şimdi...
ellerinde kara bulutların zinçiri
başında cellatın öfkesi
yüreğinde kırkbir hancer yarası ile
son kalan ışığını veriyorsun bize
ve biz;
kacıyoruz o ışıktan
ve yıne nankörce
ve yıne hayazızca
eğiyoruz başımızı, okşuyoruz karanlığı...
sen dememişydin
yaşamak direnmek tiir diye
ama biz direnmek bır yana
tutunamadık bile
ey insanlığın güneşi
barışın ve kardeşliğin yıldızı
ey halkının umudu
ne olur gülümse bize
sen insanlık için
sen halkın için bir su gibisin
kutsal bir su...
temiz
saf
kirletilmemiş durgun ve yanlız bir su
halkın bilmiyormu
su olmadan hayat olmaz diye
halkın bilmiyormu su olmadan dünya dönmez diye
ama neden susuyorlar
neden bu güneşin ruhunun iniltisini duymuyorlar
neden bu haykırışa bu acı dolu feryada boyyun büküyorlar
neden!
ey karanlığın gölgesinde yaşayan halk
ey kara bulutların gölgesinde aydınlanan halk
uyan
uyan
uyanda utan!
Kayıt Tarihi : 5.3.2005 22:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!