Anlam Şiiri - Mehmet Halil

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Anlam

Cep telofonum çaldı. Baktım, kardeşim. Dinledim. Dinlerken beynimden vurulmuş gibi oldum, ses kesildiği halde telefon kulağımda, anlamsız yürüyüp duruyorum. Bir araba kornasıyla kendime geldim.
Düşünmeye başladım…
Babamın her söylediğinin doğru olduğuna inanacak yaşlardaydım. Söylediklerini yapmak adeta beni babamın gücüne kavuşturuyordu. Her sözü benim için ayet gibiydi. Bana göre önemli sözlerini tekrarlar dururdum.
Bahçede çalışıyorduk, ekip yetiştirdiklerimizi pazara götürüp satıyorduk. Biz ‘Hıyar’ diyorduk. Okuldaki kitaplarda ‘Hıyar’ yazıyordu. Ama pazarda ‘salatalık’ diyorlardı… Bir gün babama sordum:
Bir arkadaşım bir gün pazarı dolaşırken bana, ‘’param yok Memet canım incir istiyor bir kilo alda yiyelim! ’’ dedi. Önünde durduğumuz tezgahta satıcı olarak bir kız vardı. Yanaşıp ‘’Bir kilo icir ver’’ dedim. Anında kafama terazinin kefesini indirdi. Anlam veremedim, ama arkadaşlarım gülüyorlardı. Meğer ‘’Yemiş’’ demek gerekiyormuş… İncir demek ayıpmış, hala nedenini öğrenemedim. Ben ‘’ama kitaplarda bunun adı ‘incir’ diyorum. Burada kitap sökmez, burada onun adı ‘Yemiş’ dediler. Artık hiç unutur muyum bunu…
Bahçede hıyarların arasında dolaşırken; Baba, ‘’Bu hıyar mı, salatalık mı? ’’ diye sorduğumda, Fark etmez oğlum ‘’Ha Hasan kel, ha kel Hasan’’ demişti…
Ha kel Hasan, ha Hasan kel…
Ha kel Memed, ha Memed kel…
Ha mavi gökyüzü, ha gökyüzü mavi…
Ha boyalı ev, ha evli boya…
Ha semeri koyduktan sonra ata binmişim, ha ata bindikten sonra semeri koymuşum…
Hiç düşünmeden çoğaltıp dururdum benzerlerini…
Bir gün babamla caddede giderken, kıçının üstüne oturmuş dimdik ve ciddi ciddi etrafı gözleyen köpeği görünce, ‘’Şu asalete bak komiser gibi duruyor’’ dedi, babam…
Dikkatli baktım köpeğe öyle ki, babam söylemese aynı şeyi ben söyleyecekmişim gibi geldi bana, benzetme cuk oturmuştu, çok hoşuma gitti. Benden önce davrandığı için içimden kızdım bile…
Sanki söz ustası olacaktım, keşke babamdan önce ben söyleseydim… Ondan sonra gözlerim onun benzerlerini aramaya başladı.
Bir gün 4-5 arkadaş, karakolun önünden geçerken, arkadaşlarımın arasında akıllı çocuk diyecekler zannettim ve kapının önünde duran nöbetçi polise, ‘’Şu asalete bak köpek gibi duruyor’’ dedim.
İşte o zaman kıyamet koptu. Çeneye bir yumruk, kafaya göze coplar, bir saat sonra kendine geldiğinde karanlık bir odadaydım. Ne oldu, neredeyim ben?
Arkadaşlarım konuşmaya başladı, ‘’hah uyandı’’, ‘’hadi komisere haber verelim’’, ‘’bizim ifademizi alıp bırakacaklarmış’’, ‘’haber verelim de babam duymadan çıkalım…’’ Biri kapıya vurdu…
- Ne var lan fırlatma…
- Memet uyandı komiserim…
- İyi tamam…
Biraz sonra komiserin odasına gittiklerinde uzun süren sorgulamadan sonra, arkadaşları bırakılır, Mehmet bir hafta nezarette kalır. Ailesi ne yaptıysa çıkartamamıştır bir haftadan önce…
İşte ondan sonra ’’o, dev adam’’ küçülmeye başladı gözlerinde… Her sözünü sorgulamaya başladı ondan sonra, küçüldükçe küçüldü babası, her sorguladığında…
O sabah ölüm haberi geldiğinde, bütün anıları çöreklendi beynine, şimdi ‘’küçüle küçüle yok oldu babam, yoksa benim yüzümden mi öldü? Babamı ben mi öldürdüm? ’’

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 28.12.2013 22:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Halil