Hicran destanını kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.
Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,
Senin aradığın zevk, sefa düğün.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şair; şiirinde yergileri çok çok güzel kullanmış.Toplumun siyası ve dinsel konuları da içeren ve çıkarcılığa karşı koyan düşünce birliği.Severek okudum ++ Yazara rahmet dilerim. saygılarımla.
keşke, ülkemizde 'Neyzen Tevfik'ler' çoğalsa,çoğalsa, çoğalsa... Neyzen Tevfik'e rahmetler diler, Seçici Kurul'a saygılar sevgiler sunarak, 'günün şiiri' olarak ünlü Ney Ustası ve Yergici Neyzen Tevfik'e yer verdikleri için çok çok sağ ol derim. Dostça.(MŞ)
güzel bir şiir mani tadında. Devamını dilerim
çok güzel hoş düşündürüğcü ön yargıyı bıraktırıcı her şey var şiirde seçici kurula teşekkür ediyoruz rahmeytli çılgın şairimizide kutluyorum mekanı cennet olsun
sairler orkestra sefi gibi milleti kumanda etmek misyonu ile mi dunyaya salindilar..
rahat hazrol sola don mars mars.. bu ne yaa..
yok hicrani kendin hikaye et..
ondan bundan duyup rivayet etme..
yok
ney ol ama ayriliklardan sikayet etme..
estek kostek..
birak abicigim yaa.. insan kendi karar versin..
neyi nasil anlatacagina..
senin aklina uyarsak gazetecilik habercilik diye bir sey yapamaz insan..
oglan asik olup kizi kacirmis.. diye haber yapamasin asik olmayi beklesin..
karisini cok sevdigi icin oldurdugunu soyledi.. diye haber yapamayip..
cok severek oldursun..
olacak sey mi..
kac asirdir yusuf ile zuleyha isitilerek bu gune geldi.. leyla ile mecnun..
isitmeye duymaya kulak asma.. bizzat yasa..
sen ana dilini ogrenmeye bakma.. kendi kendine konus.. der gibi..
kisi rivayet edip etmiyecegine kendi karar verebilmeli..
sus konusma kodum mu oturturum.. benim dedigim olacak.. rivayet etme diyorsam etme..
tur yaklasim.. dayatma..
sairin soylediklerinin bazisi dogru hakli bile olsa..
siiri sakit hale getiriyor..
o disinda iyi.. kara duvarin.. harc siva tas tugla oldugunu beyan ediyor..
kila tuye harca duvara tapinma.. ozu kavra diyor..
pesman olacagin nedamet getirecegin isi yapma diyor..
bu siir sevilmezmi.. yer yer anlatim devrik cumle ile zayif uyakla olsada..
yine de.. gunumuz ozan asik sair kisvesine burunmus.. sair musvettelerine bes ceker..
harbi sair oldugu su goturmez..
ataya dil uzatanlara yazdigi ne ararsin tanri ile aramda ile gonulde taht kuran..
bugunki sair bozuntularina ince ayar cekerce..
yuru bre ehli deve endamini goreyim.. demis..
diyebilmis ustaya gani rahmet dilerim..
mutesekkirim secki musebbip..
Hiccean destanını kendinde oku
Mecnundan duyupda rivayet etme
Aşkın leylasını gördünse söyle
Söz temsili bulup hikaye etme
kutlarrım şairimizi 10 puan
hicvinde aşk şiirininde kralını yazmış üstat rahmetli
Çılgın şairlerimizden :)
İnsan önce kendisine dürüst olmalıdır. Hal böyle olunca zaten istese de kimseye ihanet edemez.
Üstad döktürmüş, tam Top 100 listesine yakışan bir şiir.. muhteşem
Bu şiir ile ilgili 42 tane yorum bulunmakta