Sustuğumda Bir Şey Olmuyor

Aytaç Korkusuz
48

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Sustuğumda Bir Şey Olmuyor

dilimde bir hapishane;
sanki içinde binlerce mahkûm cümle.
tamamlarım diye arşivlediğim,
cümleler gibi hissediyorum kendimi.
kimsesiz ve eksik...

bazen söylemek istersin,
ama bilirsin söylenirse eksilirsin.
çünkü dokunduğun her şey,
biraz daha uzaklaşır senden.
ve bazen ne içtiğin şarap,
ne dinlediğin şarkı,
ne de sessizlik avutur ya seni,
avutmaz beni de.
içimde yalnızca izi kalmış dokunuşlar,
göğsümde taş gibi duran bir hatıra.
ve o an anlarsın;
söylenmeyen her şey,
çoktan kaybolmuş bir ses gibidir.
ne zaman dile gelse,
kelimeler boğazımda kalır.
sanki konuşsam,
daha da eksileceğim.

anladığımı sandığım anda,
kelimeler kaçtı zihnimden.
elimde kalan sadece bir bakıştı;
hiçbir yere varamayan,
bakıştı son umutla dokunan.
ruhsuz bir aynanın içinde,
yüzümü tanımadan hatırladığım her şey,
kayıptı.

/kayıptı
dediğim ne varsa,
birinin iç çekişinde yankılandı.
sesin izi kalmış duvarda,
ama artık adı yoktu.

/artık
demeyi öğrendiğim gün,
başladım eksilmeye.
zaman içimde küf tuttu,
çürümüş bir an gibi ağır, ve sessizce.

/sessizce
yürüyordu insanlar...
içimden cenaze geçiyor gibiydi.
her adımda hatıralar düşüyor,
ben yalnızca toprak topluyordum.

/toprak
en gerçek yanıydı.
düşlerin bile gömüldüğü yer...
kazdım her gece kendimi,
sabaha bir mezar kadar boş uyandım.

/uyandım
ama içimde karanlık kaldı.
gözlerim hep aynı duvarı izledi.
konuşmayan bir dünya vardı,
ve ben hep aynı cümlede takılı kaldım.

anladığımı sandığım anda,
saat değil,
unuttuğum cümleler geç kalıyor.
yastığımda birikir söylenmemiş her keşke.
bir zamanlar sanırdım ki,
insan kendi içine konuşunca iyileşir.
anladığımı sandığım anda,
hep kayboldum.
çünkü anlamak bazen karşındakiyle değil,
kendinle yüzleşmekmiş.

şimdi bir masa başında,
çayı soğumuş bir adam gibi oturuyorum.
geçmişin hesabını tutmuyorum artık.
sustuğumda bir şey olmuyor.
ama konuşursam,
duvarlar daha hızlı dökülüyor üstüme.
kelimeler çürük tuğlalar gibi:
bir çocuğun düş kırıklığı kadar saf,
bir ihtiyarın yalnızlığı kadar ağır,
bir erkeğin suskunluğu kadar ölüydüm.

her belki de biraz daha silindim,
her keşke de biraz daha eksildim.

bir ara güldüm galiba.
gülmek...
yani şu çürümeye başlamamış tek şey belki.
o da sahteydi biraz.
ben sizi sevdim ya bir zaman;
işte o zaman her şey,
daha çok batmaya başladı içime.
sanki dünyaya ters doğmuşum gibi.
ama sonunda öğrendim;
her eksik, biraz da ben demekmiş.
tamamlanmak diye bir şey yokmuş.
eksildikçe ağırlaşır.

insan bazen kendi mezarını taşır içinde...
toprak olmadan da gömülür.

Aytaç Korkusuz
Kayıt Tarihi : 19.7.2025 19:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!