Ankara Meydanında (Uğur Mumcu'nun anısına)

Yusuf Ter
776

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Ankara Meydanında (Uğur Mumcu'nun anısına)

Uğur Mumcu'nun anısına

22 Ağustos 1942-24 Ocak 1993

Ankara meydanında bir canımız
Uğur Mumcu yolu bizim yolumuz
Faşizme karşıdır büyük hıncımız
Uğur mumcu gibi olsa sonumuz

Sizler de imana gelmez misiniz
Doğruluktan nasip almaz misiniz
Aydınlar ölmezler bilmez misiniz
Uğur mumcu gibi olsa sonumuz

Toprakları yuduk mazlum kanıyla
Nicesini siper ettik canıyla
Yaşıyoruz, yaşatırız anıyla
Uğur mumcu gibi olsa sonumuz

Yusuf'um unutmayız gecen dünü
Acılar içinde acıttın beni
Her yıl anacağız uğur’um seni
Uğur mumcu gibi olsa sonumuz

Yusuf Ter 24.01.07
Saat 13:50 İsviçre

Yusuf Ter
Kayıt Tarihi : 25.1.2007 15:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Uğur Mumcu 22 Ağustos 1942-24 Ocak 1993 gazeteci, araştırmacı yazar. Eşi Güldal Homan evlilikleri 1977 süresince oğlu Özgür 1981 ve kızı Özge isimli çocukları vardır. 1993 yılında uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetişdir. Annesi Nadire Hanım, babası, Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey'di. Ailesi Ankaralı olan Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, babasının memuriyeti dolayısıyla Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu. İlk ve orta okulları Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'ndeokuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. Üniversite eğitimini 1961-1965 avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni tamamladı. 1962’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan Türk Sosyalizmi başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü’nü aldı. 1963’de fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart dönemi’nde bir yazısında kullandığı 'ordu uyanık olmalı' sözleriyle, 'orduya hakaret etmek', 'sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak' suçunu işlediği iddasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevi’nde pek çok aydınla birlikte bir yıla yakın kalan Uğur Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkum edildi. Fakat Yargıtay'ca karar bozuldu ve serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra Mumcu askerliğini, 1972-1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmi tanımıyla 'sakıncalı piyade eri' olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi. Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994'te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur. Çalışma hayatı [değiştir]1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı. Asistanlığa başlayınca Ankara barosundan adını sildirerek avukatlığı bıraktı. Bu dönemde incelemelerini Milliyet’te yayımlamaya başladı. Ant Dergisi, Cumhuriyet Gazetesi, Devrim Dergisi’nde yazılarını yayımladı. Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir süre Cemal Reşit Eyüpoğlu’nun yanında avukatlık yaptı. 18 Haziran 1965’te “Biz Anayasayı Savunuyoruz. Ya Siz? ” başlıklı makalesiyle Doğan Avcıoğlu’nun yönetimindeki Yön Dergisi’nde yazmaya başladı. 1967’de Kim Dergisi’nde yazmaya ve Akşam Gazetesi’nde inecelemelerini yayınlamaya başladı. 1968’de yabancı dil öğrenmek için İngiltere'ye gitti, bir sure yazılarına oradan devam etti. Askerlikten sonra üniversitedeki görevinden ayrıldı ve gazeteciliğe profesyonel olarak 1974’te Yeni Ortam’nde başladı. Yeni Ortam’da, köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975’ten itibaren Cumhuriyet’te Gözlem başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansı'nda çalışmaktaydı. 1975’te Mart dönemini sergilediği makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl, Altan Öymen'le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayali mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayımlandı. 1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. Gözlem başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977’de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu tam 700 kere sahneledi. 1978’de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı Büyüklerimiz yayımlandı. 1981’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak...' için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca’nın Papa’yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı Ülkede terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak’ı yayımladı. 1982’de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan ancak, Kenan Evren'in imzalayanları 'vatan hainliği' ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar dilekçesinin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı. 1987’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 yayımlandı. 1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazan Mumcu, Cumhuriyet Gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Öldürülmeden önce, PKK ve Kürt sorunu üzerinde çalışmalar yapmaktaydı. Eserleri [değiştir]Mobilya Dosyası (1975) Suçlular Ve Güçlüler (1975) Sakıncalı Piyade (1977) Bir Pulsuz Dilekçe (1977) Büyüklerimiz (1978) Çıkmaz Sokak Tüfek İcad Oldu Silah Kaçakçılığı Ve Terör (1981) Söz Meclisten İçeri (1981) Ağca Dosyası (1983) Terörsüz Özgürlük Papa - Mafya - Ağca Liberal Çiftlik Devrimci Ve Demokrat Aybar İle Söyleşi İnkılap Mektupları Rabıta 12 Eylül Adaleti Bir Uzun Yürüyüş Tarikat - Siyaset - Ticaret Kazım Karabekir Anlatıyor 40'ların Cadı Kazanı Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925 Gazi Paşa'ya Suikast Sakıncalı Piyade (Tiyatro) Söze Nereden Başlasam Bu Düzen Böyle Mi Gidecek? Bomba Davası Ve İlaç Dosyası Sakıncasız Eğilmeden Bükülmeden Kürt Dosyası (1993)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban

    Ülkemizde düşüncelerinden dolayı her düşünceden insanlar öldürülmüştür.

    Ülke yönetimlerine, her düşünceden insanlar iktidar olmuştur.

    Ama bazı cinayetler vardır ki, iktidara kimler gelirse gelsin çözülmemiştir.

    Uğur Mumcu'yu sevenlerde iktidarlara gelmiştir.

    Niçin çözemediklerini sormak, bilmek, üzerinde durmak gerekir..

    Bu cinayetlerin arkasındaki güçleri bilmek gerekir.

    Toplumu bölerek, parçalayarak, her türlü düşünceden aydın insanları öldürüp, toplumda yara açmayı, yaraları kangren eden düşünceleri ve sahiplerini bilmek ve bulmak gerekir.

    Bir çatışmadan, çarpışmadan, bölünmeden, birbirine düşmeden, kin ve nefret tohumlarını topluma ekerek insanları birbirine savaştırmaktan kimler yararlanacak iyi bilinirse, o zaman cinayetlerin arkasındaki güçlerde bilinir.

    Tetikçiler her düşüncede mevcuttur.

    Öldürülenler her düşüncede mevcuttur.

    Olayların arkaplanına yürümeden, ön göstergeleriyle uğraşmak, sadece tetikçilerin arkasındaki güçlerin işine yarayacaktır.

    Ve sonuçta her düşünce sahipleri kendi ölülelerinin ağıtlarıyla, birlirlerine kinlerini büyüteceklerdir.

    Bunun adına barış, sevgi, özgürlük denemez.

    Cevap Yaz
  • Şeref Öztürk Usta
    Şeref Öztürk Usta

    'İranlı Samed Behrengi gibiyim
    Yazarsam öldürüyorlar
    Yazmazsam ölüyorum ' Şeref Öztürk Ustaİ.

    Kutlarım sevgili Yusuf Ter .

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Yusuf Ter