Bir 23 Nisan günüydü.Çocuktum, ergendim, adam olmaya çalışıyordum.değişen tenim, kimliğim ve yaşamın tabularına direniyordum.
Evden ilk kaçışımdı.Hangimiz evden macera olsun diye bir kere kaçmadık ki …(okulu astığımız günleri saymıyorum)
Uzun bir tren yolculuğu yapacaktım.İlk kez onlarca büyük şehir görecektim, tren penceresiyle kısıtlı olsa da bakışlarım.
Sadece gar binalarını apartmanları ve yol üstü yerleri görebiliyordum ama bunlar bana o kentlerin kimliğini yeterince anlatıyordu.
Uyuyamıyordum, sanki uyusam yol boyu bana sunulan o renk cümbüşünü, doyumsuz manzaraları ve kompartman sohbetlerini kaçıracaktım.kimbilir bir daha ne zaman evden kaçma şansım olacaktı, belki de son kaçışımdı.tadını çıkarmalıydım uykuya inat…
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



