Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
Sen kimbilir, rüzgârlı eteklerinle
Kimbilir hangi iklimdesin, ben
Sensiz bu sessizlikle
Deli gibiyim sensiz
Bu sessizlikle
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sessizlikle
Kayıt Tarihi : 5.2.2002 09:20:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



leş gibi sevmek de,
defterden silip sevmek de var,
canda taşıyıp sevmek de,
aklına getirmeyerek sevmek de var,
hatırdan çıkaramadan sevmek de,
kaybolarak sevmek de var,
araya araya sevmek de,
suyu çekilerek, kupkuru dal olup sevmek de var,
sevmek de var çağlayan;
çağlayan…,
gırtlak ile göğsün birleştiği,
insanın can taşıdığı yerden,
en derinden çıkarken sesin,
ve bütün lafızların en yücesinin
en başında, selvi gibi salınırken ve
zarafetine meftun kalırken alemler,
boynu bükük, garip ve yetim bir tevazu ile,
bakarsın ötelere sen,
o\ndan gayrısız bütün mevcudata,
elif aşk…,
surelerin beşincisi ve,
isaya gökten inen sofra manasına gelen
maidenin, ilk iki ayetini;
kırık dökük bir mahreçle okuyan
talebenin sesini dinlemeye çekilen zahmet,
beşinci harf sesinin çıkarılması için
gösterilen çabaya tekâ\bul eder mi
ve o ses, elifin derinliğine özenirken,
ortada mı kalır yoksa;
hani mahrecinde gırtlak ortalarının
pek hafifçe sıkılmasıyla, boğazın
ortasından akıp gitmesine izin verilip,
dinleyenlere ferahlık ikram edilen harfin
telaffuzu gibi ve süreyya yıldız kümesi misali
aktı/gitti/yitti şu ömrün şair senin,
ki tasalanmadın gam kervanıyla gelen
ve payına düşen yükten,
ah;
kim istemez kendisine merhamet
ve refakat eden bir güçle yaşamak
ve kim razıdır hükmünde olmaya,
bir sevgisiz gücün;
ki dizelerimi geçmişlere fatihalar okumak
ve yosun tutmuş bir taşa kazımak gibi
yazıyorum ki, eziyet görmesinler ve
incitilmesinler yağmurda bile;
itilmesin aşk…,
kentin yapay şelalelerinin
uğultusuna karışırken egzoz dumanları
ve dolmuşlarda uzak mesafelerin ayakta
yolcuları, her tümsek ve her çukurda sarsılırken
ve gürültü bezgini kalabalıklara kaldırım taşları
tuzakken her yağmur sonrası,
betonla örtülü bulvarda;
tabiattan koparılan ağaçların dallarına siner
ve kendi iç kuytusunda yaşar,
ıssız aşk…,
Anılar... Bizi şekillendiren o yaşanmışlıklar...
Hafızamın derinlerine olta atsam, kimbilir neler yakalarım şimdi. Naftalin kokulu aşklar, katlama yerlerinden yırtılmış mektuplar, sararmış fotoğraflar, artık dinlen/e/meyen karışık kasetler... Ve anılar defterinde kurutulmuş gül yaprakları.. İyi ki varlar...
Şair ne güzel anlatmış hasreti..
TÜM YORUMLAR (30)