rengini çaldılar gözün
ince tınılı kaysı dallarından mekan dokudu /o/meçhul örümcek
toprakla yeryüzünde aklını böldü beşparmak
pay alarak zamandan
bu bir yüz akı olmalı
iskenderin tarihinde ayrık otunu çoğaltan toprağın kılcaldamarları
çatlamış damarlarımızdan süzüldü
kendimize ettiğimiz ihanetin
bozuk renkli kanı
çocuklar bezden bebeklerini
kurumuş dallara asıp
kurumuş hayallerini
Ne zaman yolunu kaybetse çığlıklar
avuçlarımın karmaşık çizgilerinde;
gece yağar öyle zehir gibi
tepeden tırnağa.
Ve bulamaz il öpüşünü sevgili,
sevdiğinin karamsar dudaklarında.
Dizlerimde eledim, suretsiz geceyi
Pul pul rüyalar düşüverdi avuçlarıma
Ansızın yolumu kestiler ay ışığında,
Sımsıcak anaların, sımsıcak ninnileri
(-mızdı)
I.
kendi ütopyalarımızdı, bize
bıçak sırtında oyunlar oynayan.
ve bir gece vakti marjinal kedileri,
Karanlık penceremin
yüzüme vuran aksinde;
parlıyor değeri beş para etmeyen
ıslak serçeler.
Ve ben bir ağaç olmak için;
ayaklarımı bir an olsun
yüzüme çaldım ay ışığını
bakir karanfiller titredi
bir çocuk getirdim ninnilerden
toprağında zamanın silueti
suya karıştı anlık gece
I.
tenimizden soluyorduk
ve ağlayan topraktan
canımızı insanların
yüzlerinden çıkardık
Dişlerimde bilendi,
camlardan sızarak
zehir yeşili ay ışığı.
Böcekler, intikam almak için
astılar kendilerini
alevden yapraklara.
Kuşkularınızın vurulduğu yerden geliyordu
ölüm kokan iğreti nefsiniz
Şeytanın avuçlarına dökülen
dipsiz mührünüzün hesabını
günahsız kundaklardan çıkardınız
serçe parmaklarınızla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!