adres kağıdı elimdeydi
ve mürekkebi esintili bir yıldız gecesi gibi parlıyordu.
gökyüzü bulutsuz
sırtımdaki gömleğin ismi yalçın kayalarda yazıyordu.
nereden biliyorum sanki ezbere ben bu şehri değil mi.
sadece martı kanatlarında
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
şimdi sen beni birden görsen kapının tam önünde
buyur etsen gel içeri diye
bir çay içimi otursam karşında, belki biraz daha fazla
sen işine baksan, bana hiç aldırmasan.
az ile yetinirim der gibi,
onu görmek,zaman zaman göz göze gelmek
aşık olan için yeterlidir.
yüreğinize sağlık Cevat Bey.
hani sen beni tam görüverirsen diye kapının tam önünde
mürekkebi yıldız gibi parlayan
adres kağıdın elimde.
Doğrusu gönül ziyareti, bir başka oluyor; vazgeçilmez şiirdi; teşekkürler... Ant.+10 puan... Denizlerdeki aydınlıklara kadar, sevgiyle...
Kimden : Nergiz Çiğdem (Bayan)
Kime : uzungemici / cevat çeştepe
Tarih : 06.04.2013 17:16 (GMT +2:00)
Konu : [cagdas-kalemler..] Yn: ANİ ZİYARET / CEVAT ÇEŞTEPE
İşte yine Cevat Çeştepe'nin o akışkan gönlünün sürgünlerinde boy veren serbest, sereserpe güzel bir şiir okudum.. mürekkebi dolanmış bir özleme, vurmuş beyaz kağııdın üzerine... o hep bildiği doğuştan verilen sevgiiyi martı kanadında bulsun diliyorum bir ani ziyaret bekleyişinde, ve tadını çıkartsın demlene demlene, yaşamın o en güzel yerinde ......rastgele....
Kimden : günden kalan (Bayan)
Kime : uzungemici / cevat çeştepe
Tarih : 06.04.2013 21:57 (GMT +2:00)
Konu : [cagdas-kalemler..] Yn: ANİ ZİYARET / CEVAT ÇEŞTEPE
ve arada gözlerim takılırsa saçlarını toplayışına
sakın şaşırma.
ben, sen yoksun diye geldim, zaten orda değildim
Çok güzel ifadeler...Sn Çeştepe' nin güzel şiirlerinden birini okumak güzeldi..
Tebrikler...
Bazı an'lar vardır bazı şehirler yada şehrin bir kıyısı.. Unutulmaz özlem yüklüdür orası....Kaç kez gitmek istersin ya cesaretin yetmez yada unutulmuş olursun... Habersiz gidivermek belki kapısını çalamazsın ama yollarında yürürsün aynı havayı çekersin içine..
O bile yeter bazen...
Muhteşemdi...Güzel yüreğinize sağlık. Sevgiler.
Zaten bazı ziyaretler 'davetle olmamalı' bence... Ya tadı kaçar, ya heyecanı...
Olacaksa 'ani olmalı...' Doğal.. Hiç bilmiyormuş gibi mesela.. Bir rastlantı...
Yeri geldiğinde derim ben bile.. 'Hiçbir rastlantı boşuna değildir...'
Şiiri ve değerli dostumu kutlarım.....
Bir beklenti düşünün detaylarına herhalde ancak bu kadar inilebilirdi.Saygılar Cevat Bey.
içim burkuldu gözlerim doldu gidiyom işte
ama diyorum işte bana aldırma
ve arada gözlerim takılırsa saçlarını toplayışına
sakın şaşırma.
ben, sen yoksun diye geldim, zaten orda değildim
söylenmiş çaylar soğumasın diye içtim.
cevay ağabey;
şiirlerinde kendisiyle konuşur gibidir daima.
ve özgün/yalın cümleleriyle sürekli bir dans halindedir sanki. okuyucuyu yazılarına hayran bırakmasını ise
ustalıkla biliyor...
sevdiği halde ayrılmak zorunda olanlar hep birbirlerini özler, hasretle yol gözler.
tebrik ediyorum.
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta