1970 öncesinde, çiftçilikte;
ekinler orakla biçilip bağlandıktan sonra
toprak üzerine (+) şeklinde üst üste istif edilen ,
ve 13 tanesine tokurcun
ya da adını “dokumaktan” aldığı için
..........................................“dokurcun” denen
buğday sapı demetlerini
ve çakmak taşlı dövenlerle
buğdayından ayrılmış samanı taşımak için
öküz , manda ve at arabalarının
şaşisine dik yerleştirilmiş
tahtadan iki kanad üzerindeki
.......................................sırıklara geçirilen
birbirlerine parelel
............................parmaklıklı tahta kanatlara
…………....Türk Köylüsü’nün verdiği addır angıç.
Angıç (kanatlar) ne kadar yüksek
öküzler ne kadar güçlü olursa
öküz arabasının taşıyacağı
dokurcun sayısı da o kadar çok olurdu
Böylece aynı zamanda
harman yerine o kadar çok ekin sapı
samanlığa da o denli çok saman taşınmış olurdu
Şimdi ,ana-baba , dede-nine olanların
çocukken ,ailece;
tarlalarda, bağlarda-bahçelerde çalıştıkları
yere düşen ekmek kırıntısını
üç kere öpüp başlarına koydukları
Peşkirin çevresine ,“besmele” çekerek
bağdaş kurarak oturdukları
Sofranın en büyüğü yemeğe başlamadan
yemeğe kaşık sallamadıkları
Kuru soğanı yumrukla parçalayıp
domatesi parmaklarıyla ikiye ayırdıkları
kavun ve karpuzu çakıyla doğradıkları
cefakâr ve vefakâr analarının,
ev fırınında pişirip peşkire sardıkları
dumanı tüten buğday ekmeğini
elleriyle bir kaç parçaya ayırıp
................................................üleştirdiği
ve tasa doldurulmuş
yayık ayranının içine doğrayıp
Hep beraber
..............tahta kaşıklarla yudumladıkları
Çok yalaklı köy çeşmelerinden
ve mahalle çeşmelerinden
bakraçlarla, testiyle-bakırla-kovayla-
.........................tenekeyle su taşıdıkları
ve duvar içindeki ocaklarla yanan
meşe odunları ile ısındıkları
ve gaz lâmbası ışığıyla aydınlattıkları
......................................................odalarda
Geceleri, çocuklarına,
tenha yerlere tek başlarına gitmesinler diye
uydurdukları yırtıcı, parçalayıcı, öldürücü
özellikleri olan ANGIT masalları anlattıkları
siyah-beyaz günlerdeki ANGIÇLAR
Tıpkı ; sığır boyundurukları , dövenler
direnler , oraklar, kosalar, yabalar,
karasabanlar; abdest almada kullandıkları
ibrikler, su içmede kullandıkları toprak testiler
turşu kurdukları çömlekler
su dökünmekte kullandıkları susaklar
ajansları dinledikleri lâmbalı radyolar
öküz ve manda arabalayla birlikte
..........................................müzelik oldular
……..........*………
Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 5.2.2020 12:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanmışı sonsuza dek yaşatmak için yazdığım müzelik şiirlerden

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!