bildiğim bir anahtar vardı,
denemesem bile her kapıyı açardı
penceremdeki çiçeğin saksısına saklardım
çiçek solunca saksı atıldı, bir daha bulamadım.
sevdiğim bir çiçek vardı,
bilirdi neleri sevdiğimi o renkte açardı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bir daha hiç görememek vardı,
ne çiçeği, ne çocuğu ve ne de anahtarı
sulanmayan sevda gibi solup yitmişti hepsi bir yana
karanlığa kalmadan aydınlıkta yaşamak gerekmiş doyasıya.
doğru söylüyorsunuz üstadım hepsini doyasıya yaşamak gerekmiş,
ancak bizde her şeyin değeri yitirilince anlaşılıyor veya imkanlar kısıtlıdır.çok güzel bir şiir okudum,yüreğinize sağlık.
hayatın saklanbacı da böyle oluyor işte şiire girince. siz saklıyorsunuz o sizi sobeliyor. müthişti. tekrar tekrar okunası bir şiir. saygılar size.
anahtar kaybetmek, kapı kaybetmekten daha kötüdür.. her kapıyı açacak bir anahtarınız yoksa eğer, dünya kadar bir sokakta kalırsınz...
her kapıları açan bir anahtarınız daima olması dileğiyle tebrik ediyorum bu büyük üstadı ve bu çok anlamlı dizeleri..
sevgiler
mükemmeldi üstadım... hayyam'ın bir şiirini anımsattı bana..paylaşmak isterim..
...*
dal goncayı bir sabah açılmış buldu..
gül melteme bir masal deyip savruldu..
dünyada vefasızlığa bak
on günde bir gül yetişip,
açıp,solup kayboldu...
ö.hayyam
Işığı açan -ışığa açan demiyorum- çiçeklerin serüvenine renk olmak için yürür şiir,aydınlık diye diretmesi bundandır...Saygılar usta,teşekkürler bu şiire...
Kaybolan anahtar,kuruyan çiçek,sonlanan çocukluk ve beslenemeyen bir sevda.Bu karanlıktan çıkmak için çabalayan şaire başarılar.Saygılarımla.
Her kapıyı açan sevgi diliniz nadide bir anahtar zaten.
Allah uzuun uzun ömür versin de kaybolmasın o anahtar.
Ve biz sayfanızın gizemli kilidini açıp şiirlerle mest olalım. Çiçekler, evet bahar geliyor; tabiat ana uykusundan nazlanarak uyanıyor.
Bu güzel şiire karşılık ben de diyorumki şiir çiçekleriniz her daim rengarenk açmaya devem etsin bu kez soldurmamaya saksısını atmamaya özen gösterilecektir.
Eski eşyalarda yaşayan bir ruh vardır nasıl atılır bir kenara.
Çocukların ellerine ise hem çiçekler, hem rengarenk balonlar yakışır; ve en çok ta barış dolu bir gelecek yakışır.
Güzel bir hefta sonu, bol ilham; huzur ve mutlluklar dileğimle eksik olmayın var olun sağ olun diyorum. Sevgiler
sayın Çeştepe.
harika candan kutlarımmmmm
O anahtar yüreğinizdeki sevgi, o çiçekler dünyaya renk ve ahenk katan güzellikler, o çocuk ise sevgiyi ve güzellikleri hakeden geleceğimizdi. Anlamla kurgulanmış bu şiire emek veren ve bizlere sunan üstadı kutluyorum (10 + Ant)
kutlayorum
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta