bildiğim bir anahtar vardı,
denemesem bile her kapıyı açardı
penceremdeki çiçeğin saksısına saklardım
çiçek solunca saksı atıldı, bir daha bulamadım.
sevdiğim bir çiçek vardı,
bilirdi neleri sevdiğimi o renkte açardı
suyunu veremedim üç günlük mahkumiyette
saklı anahtarı da aldı yanına gitti bilinmez bir yere.
bana benzeyen bir çocuk vardı,
açık bulunca kapıyı kendini sokağa atardı
ben izlerdim penceresinde çiçeğe doğan güneşi
bir sabah geç uyandım, ay karanlığı saklamıştı gözlerimi.
bir daha hiç görememek vardı,
ne çiçeği, ne çocuğu ve ne de anahtarı
sulanmayan sevda gibi solup yitmişti hepsi bir yana
karanlığa kalmadan aydınlıkta yaşamak gerekmiş doyasıya.
Kayıt Tarihi : 11.4.2007 13:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ne çiçeği, ne çocuğu ve ne de anahtarı
sulanmayan sevda gibi solup yitmişti hepsi bir yana
karanlığa kalmadan aydınlıkta yaşamak gerekmiş doyasıya.
doğru söylüyorsunuz üstadım hepsini doyasıya yaşamak gerekmiş,
ancak bizde her şeyin değeri yitirilince anlaşılıyor veya imkanlar kısıtlıdır.çok güzel bir şiir okudum,yüreğinize sağlık.
her kapıları açan bir anahtarınız daima olması dileğiyle tebrik ediyorum bu büyük üstadı ve bu çok anlamlı dizeleri..
sevgiler
...*
dal goncayı bir sabah açılmış buldu..
gül melteme bir masal deyip savruldu..
dünyada vefasızlığa bak
on günde bir gül yetişip,
açıp,solup kayboldu...
ö.hayyam
TÜM YORUMLAR (28)