Yaşıyordum tasasız gençliği bir rûyâda,
Bana İstanbul’u İstanbul eden dünyâda.
Zevke düşkünlüğü çekmekte idim ağrı gibi,
Düşünürken gece gündüz, yarı sarhoş, asabî,
Bende fâtihliğe benzer ulu bir hâl sezdim,
Ve o îmânla bütün yurdu dolaştım, gezdim.
Tanıdım insanının zevkıni, her âdetini,
Buradan altı asır fethe koşan milletini.
O yağız çehrede hep eski mehâbet vardı,
Çalışırken de uyurken de müsellâhlardı.
Hüznünün neş’esinin piştiği engin potada,
Kaldım onbeş sene yalnız, mütevekkil orada.
Şimdi mâzîmdeki esrârlı adam ben değilim,
Onların rengini sîmâsını almış gibiyim.
Ömrümün servetidir tâzelenen îmânım.
Kayıt Tarihi : 19.12.2012 16:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!