Anadolu Şiiri - Nihat Akarslan

Nihat Akarslan
13

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Anadolu

Anadolu

Minibüs pencerelerinden de gördüm,
Derslerin sadece okullarda verilmediğini,
Emekçinin ellerini bilmez anatomist,
Hayat bilgisi vermez hayatın yüzünü,

Şaşılası değil, o pencerede neler gördüm,
Emelleri ile yürüyeni var caddelerde,
Hayal kırıklıkları da vardı duraklarda,
Bir baba da vardı ailesi için,
Sade duru bir pantolonla ama sadece ailesi için,

Anneler bebekleri, orta yaşlı gençler ana babaları için vardı bu pencerelerde,
Diyalekt konuşmalar, ortak mevsimler,
Koca bir çınar konmuştu dalgınlığımın penceresinde,

öyle de kaldım bir süre, düşüncelerden bile sessiz. Bu toplumun kurban olunası hatrı için, Anadolum için. Anadolu'ya doğuran her ana için...

Nihat AKARSLAN

2024

Nihat Akarslan
Kayıt Tarihi : 27.12.2025 14:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiirin hikâyesi, bir yolculuğun değil; bir fark edişin hikâyesidir. “Anadolu”, bir coğrafyaya bakarak değil, bir minibüs penceresinden görülerek yazıldı. Çünkü bu şiirde bilgi okuldan değil, yol üstünden gelir. Şair, derslerin sınıflarla sınırlı olmadığını; hayatın, insanın yüzüne bakarak öğrettiğini fark eder. Anatomist emeğin haritasını çizemez, çünkü emek yalnızca kaslardan değil, yürekten çalışır. “Hayat bilgisi” ise müfredatta değil, yüzlerde saklıdır. Minibüs penceresi burada bir mercek gibidir. Caddelerde emelleriyle yürüyenler görünür; ama duraklarda bekleyen hayal kırıklıkları da. Hareket edenle duran aynı kadrajda buluşur. Bir baba geçer göz önünden: sade, gösterişsiz, neredeyse fark edilmeyecek bir pantolonla. Ama o sadelik, yalnızca kendisi için değildir; ailesi içindir. Şiirin kalbi tam burada atar. Bu pencerelerde kimse yalnız değildir. Anneler bebekleri için vardır; orta yaşlı gençler, yaşlanmış ana babaları için. Bireysellik geri çekilir, yerini birbirine tutunan hayatlar alır. Konuşmalar diyalektlidir; çünkü Anadolu tek bir dille konuşmaz ama aynı mevsimlerde üşür, aynı sıcaklarda terler. Ortak kader, ortak iklimdir. Ve bir an gelir, şairin dalgınlığına koca bir çınar konar. Bu çınar bir ağaçtan çok daha fazlasıdır; kök, sabır, süreklilik. O an düşünceler bile susar. Çünkü bazı şeyler üzerine konuşulmaz; sadece saygıyla durulur. Şiirin sonundaki sessizlik, bir yorgunluk değil; bir hürmettir. Bu toplumun “kurban olunası hatrı” dediği şey, tam da bu sıradan ama ağır yüktür. Anadolu bir romantik fikir değil, taşınan bir sorumluluktur. Bu şiir, Anadolu’yu anlatmaz. Anadolu’ya selam verir. Ve en çok da şunu söyler: Bu topraklarda doğuran her anne, zaten başlı başına bir destandır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!