Her totem grubun bir yaşam bölgesi vardı. Bir de zaman, zaman göçmek zorunda olduğu; bölgesi dışında tehdit ve tehlikelerle dolu, zorunlu durumlarda tehlikelere atıldığı, çevresi vardı.
Kendi savunmalı bölgesi ile tehlikeli bölge sınırları tabu yasağı olan yerdi. Girilmeyen, tampon kutsal sınır bölgeleri oluşmuştu. (bkz. Tapınak ya da kutsal yer algısı) Buralar zamanla hediye alıp vermenin birbirine hediye kurbanlar sunmanın kutsal yer buluşması oluşuyla girişmeye başlayınca; grupların birbirine tehlikeli bölgeler olan çevre yerleri ilk kez bir anlam ve ifade edilme gereksinimi kazandılar.
Bu kabilden kazandırılan anlam, zıtlıklar yasallığıyla tarif edildi. Totemi grubumuz sadece çevre olarak bildiği çevresini, kesikli sürekli süreçlere bölmeye başladı. Bunun ilk adımı Kutsal buluşma yerine göre yapacaktı.
Kutsal temas yerine göre aşağı ve yukarı olan zaman mekân algısı içinde yukarı gök topraklar An ve aşağı yer olan kara parçası topraklar Ki zıtlık söylemiyle dile getirildi. Yukardaki ehli gruplar kendisini aşağı yerli Ki olarak tanımlıyordu. Kendisi de yukarı topraklar olan gök topraklar ehlini An diye söylüyordu. Çevrenin ilk kesikli sürekli oluşla bölümlenmesi- temasçı süreçlerle başlamıştı
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Güzel felsefik bir reel çalışma saygıyla
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta