önceleri
ağlamalarınla seslendirdin isteklerini
ve ilk leriydin tecrübesizdi seslendiklerin
kimi zaman
pış pış lar la
pişiklerine,
kimi zaman
e ee ee ee ler le
kulak ağrılarına şifa aradılar.
o zaman hayat sadece
da da da...
ınga ınga ınga.....
sesleriyle verilen solo konserler serisiydi.
zamanla anlam k a z a n d ı ''da'' l a r
ilk önce
''an ne ne''ba ba ba'' nidaları
sıvıştı aradan
sonra
yüz üstü düşmeler
hop oturup kalkmalar
e m e k l e r k e n, ısıtmakla kalmayıp yaktığını
acı bir tecrübeyle öğrendiğin soba deneyimin
ilk yanılgıların,yutkunmaların
ilk yazı yazma heyecanın
resim karalama,
diz kapakları yırtılan onlarca pantolon
yaralar,kabuk bağlamaları
v e s a i r e
hepsi çocukluğa dair günlerdi
ve 'dair'ler çocukluğunda kaldılar..
ardından bir fırtınaydı çocukluktan (vaz) geçişin
fiziksel,
beyinsel bir fırtına
kalp atışlarında ki ritmik değişikler
yeni yeni terleyen bıyıkların
yeni arkadaşlar
sınavlar,sorular,sorunlar
ilk aşk
ilk yalnızlık
''bir yaş daha büyüdüm'' deyimini yeni yeni kavramalar
ilk ayrılık
anfiler,tiyatrolar
ödüller törenler
derken kaçınılmazındı artık
usulca yanına kıvrılan ilk hayal kırıklığı
sonrası sonrasında
yarına dair ne varsa elinde
belirli aralıklarla tırtıklandı
önce düşlerin çocukluğuna verildi.
sonra dram konulu
kısa metrajlı bütün filimlerde başrolü oynadın.
mutluluklarına zam,
ağlamalarına ise indirimler yapıldı.
sinir sisteminde aşınmalar
ellerinde nasır,yüzünde kırışıklar başladı.
ki aslında yaşının ne başında
ne ortasında
ne de sonundaydın.
sadece hayatın gerçek yüzünün yüzüne çarptığı,
toz pembe hayallerin toz duman olduğu,
menfatin gölgesinde büyütülen dostlukların
gölge olmaktan öteye gidemediği,
içinde taşıdığın yalnızlıkla samimiyetinin
her geçen gün bir hayli yol aldığı yaşlardaydın.
aslında hiçbir zaman, zaman uzak değildi in/sana
ama yakında değildi
mesafesini korur hep alacaklı olurdu ömürden;
ilk önce gün alır başını giderdi yongasından,
ardından akşamlar gecelere uyar
geceler yüz üstü bırakır
''an'' ölür
'zam/an' yetim kalırdı.
ve var gücüyle
bir sen daha vurulurdu hayatın kıyısına
ki o kadar çoktu ki senler
hepsine yetiştirirdi zaman....
aslında hiçbiri yabancı değildi in/sana
çocukluğundan hediyeydi ağlamak
hayatsa hep ağlamak ve gülmek arasında ki
kırılma noktasındaydı
payında da sen
paydasında da sen
ortasında da sen olurdun.
ki '' da'' lar la başladığı gibi
''da'' lar la devam ederdi.
yaşamaksa apayrıydı
nefes almak kadar güzel
ölüm kadar gerçekti.
ve güzellikler çoğaldıkça
gerçek bir adım daha yaklaşırdı.
Turgut Gündoğmuş
Kayıt Tarihi : 9.8.2007 01:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
başından ortasından yaşanmışlıkların bir döneminden bir kesit devamını ben de merak ediyorum....

bu yol bitmez arkadaşım...
devam et...
azime gürlek...
dost seni yeni kurduğum , çiniler diyarı KÜTAHYA isimli gruba davet ediyorum katılımın onur verecektir
TÜM YORUMLAR (28)