'Ellerinden tutamadım,titrek bir öfkeyle
kabarıp gitti.Seviştiğimiz yatağın sıcaklığı
henüz dururken zamanımı çaldı,vaktimi
alıp gitti.Mazi hep ensesinde,gelecek
kaygısından uzak,dudaktan boşluğa
bir şarkı gibi dökülüp gitti…'
an toz kanatlı kelebek
ömrü geleceğe sığmayan
yaşamadan ölen bebek
göz kırpımı heyecan
maziye dökülen su
hem dün hem bugün hem yarın
buluşan mazi ve gün
an geleceğe uzak
yaşanmamışa sürgün
'Genden gene atlayan ırsi hastalık hayat,
ilk insandan bu güne.Silinen çizgilere
mahkum olan resim.An’lık olay hayat ve ölüm…'
gözlerim sustu gülüm
şu an varlıkla meşgulüm
'Ne bir bebek gibi doğup büyüdü,
ne yaşadı,yalnızca doğup öldü.
Ne varlığı belli oldu,ne çiçek gibi kokusu,
açılırken soldu…'
an rüzgar gülü
yaşayan ölü
an zamana inat
geçip giden saat
açmadan solan tomurcuk
kendisine küskün çocuk
'An (la) derken ben (ma) diyerek
(dım) da kaldım,yinede an la ma dım!
O kayıp giden yıldızdı,öyle hızlı kaydı ki
dilek bile tutamadım…'
sonu olan bir düş Kâf Dağında
an sondur sonu olan yaratıkta
'...Ve bir an gelir bende giderim,an’lık bir
tebessüm misali.An’lık psikolarda an’lık
işlemler,an’lık bir insan türü yaratmış,an’a
yenik düşmeyen sevgi insana yenik düşmüş.
Ölümsüz olan sevgi fâni nefretin bir an’lık
öfkenin çizgi dışı potasında erimiş.Ne özgür
düşünce ne diktatör fikir an’ı yenebilir.An
gelir an’da ölür kıyâmet su’larında,esas
özgürlük ölümsüzlüktür an bunu iyi bilir…'
Malazgirt ovasında Alparslan
Bizans surlarında Fatih
Hasan’ın son bakışı
Hüseyin’in kanı Kerbelâ’da
An dökülen gözyaşı kanla karışık
An açlık Afrika’da
Halepçe,Karabağ,Saraybosna’da
An ölümdür.
Kayıt Tarihi : 7.5.2002 14:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)