‘Dünyanın en sıra dışı projesi’ diye tanıtılan ve tanımlanan bir çalışma amacı, çok hoş, çok ilginç, çok işsever, duyarlığı dinamikleştiren olduğu ile tartışılmaz bir düşünce. Aman Dikkat! Tam da bu tartışılmalı… Çünkü;
İlk bakıştan son bakışa kadar her bölümü soru yaratıyor ve her soruya da çok hoş yanıtlarıyla konuya ilgiyi çok ilginç sürüklüyor. Örnek: Yüce Türk Milleti diyoruz ya, şimdi yüce olmaya ‘seçim’ ile görev alanlar olacak, halk ise hesap veren. Bir sivil kuruluş bu, ilk anlayabildiğim haliyle bu sivil kuruluşa kişi, ömründe tek kere bir yıl olmak üzere seçilecek ve bir daha görev alamayacak. Bilgilendirme amacı güdüyor ve bir proje olduğuyla sınırlı, istendiği sürece hayatta kalacak, ihtiyaç doğdukça da derlenilir haline açık. Ve denemek, tecrübeleri dinlemek, izlemek hoş ve ilginç olur doğrusu.
Bu projeye bütçe hissesini bir varlıklı şirket üstleniyor ve bitiyor şirketin işi, kar ortağı değil, hissedarları ama yöre halkı, o mahalle, o ilçe, o eyalet vs. oluyor ve hissedar olarak da sözde bir kuruş yatırdı oluyor. Hissedar yatırmıyor tabi bir kuruşu, ama hissedarların toplamı kadar hisseyi şirket veriyor, bu paranın sahibi ise katılan halk oluyor. Bu proje bataklığa dönüşürse eğer, yani batarsa, halk bir kuruş ile batmış oluyor. İşte ilk soru: Denilmez mi acaba, bir kuruşluk halk battı! Her türlü denemeyi Avrupa çoktan yaşadı, bu da Türke nasip oldu! Bir şakaydı ve düşünmeye yine de değerliğini koruyor elbette…
İnsanın, insanlığa aşk olan yürekliliğine şansı da vardır, işte bu şansın uğursuz olanı bu ‘Aman Dikkat’ ile aza indirgenmesidir. Her uğursuzluğu hayra dönüştürecek çabayı vermek, insanlığa emeği hür düşünme kararlılığıyla insanın en asil ödevidir. Aman canım, biz yapalım da, hoş olmadığı hissedilirse nasıl olsa engel duvarı örerler diyen Tarikat yemliklerinden iblisler etmesin yüce Allah insanı! ‘Aman dikkat! ’
‘Nuh’un gemisi vakfı diyorlar, fakiri, fukarayı doyuracakmış bu proje: Mahcup etmeden mağduriyeti giderirken ayakta kalmasını sağlamak, iş hayatına motivasyon şansını korumaktır aynı zamanda! Bunu takdir ederim ben. Yani tüketici varlığını üretici ruhuna dengelemekle, kazandırılan herkes olacak! Halk bu servetini vallahi gözbebeği gibi korur. Aaaa, yemin ettim ben. Yemin edene inanmam, yemin de etmedim hiç. Bu şaka amaçlıydı, ama elbette: Yemin edecek deliği varsa yürek tenceresinde, onu tamir edecek hekim ben değilimdir, demektir bu herhalde. Çok güzel konuydu bu, çok güzel bir projeydi, düşünmeye ve düşündürmeye…
Üniversitede değerlendiriliyormuş çok şükür ve süreklilikle de değerlendirmeye alınacaktır bu ve benzer projeler de, inşallah. Bunu anlayınca rahatladım. Zaten daha baştan, hislerimdeki etkisini yazıyordum, bu ‘aman dikkat’ imlasını ve düşünmek için dip notlarımdır bunlar. Okurken altını çizerim, okuduğumu da, dinlediğimi, gördüğümü de dip notlarla hazırlarım düşünmeye. Böylesi sıra dışı ve sürpriz konular dip notlarımla eşit haklardadırlar. Benim yine de ‘merakım’ rahat bırakmıyor ne beni, ne bu projede olabilecek rengi. Yakıt nasıl tüketiliyorsa, insan da öyle dirhem merhem elzem diye diye tükenecek, bugün örneğin ‘bilgilendirme’ projesi adıyla… ve paralelinde sayısızcaları çoktan Pazara kuruldular…
Aman Dikkat! Bugüne kadar milletin refahı ve huzuruyla serveti keyif çattınız, şimdi de insani değeriyle oynamayın! Hele de Türk milletiyse bu insani değer, uygarlığı, ruhun misafir varlığını düşünün lütfen, bedenin şahiti olarak ve doğayı fotoğraflıyor o! Türk, yaşatarak yaşayandır doğa dengesiyle ve birlikte müttefiklik korunan. Şeytana iblis koşuşanların kuyruk sallayanları bari olmayın, diyorum. Parasız ölmeye razı olurum, ruhumun misafir varlığını mutluluk çiçeği ile uğurlamak olan ‘şeref’ten yoksun ölmek istemem!
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 16.10.2008 20:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!