Bak ki,insanoğlu ne haraptır
Fakat, kendisini kaf dağında sanır
Çoğunun kamburu olmuş kibir
Bir su damlasıdır, başka nedir?
Hayal derinliklerinde yatar sır
Dikkatli okumalı satır, satır
Anlamadan geçme kelamları
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Kubilay Bey, “AMAK-I HAYAL” şiiriniz çok güçlü bir tasavvufi derinlik taşıyor. Başlıktaki “Amak-ı Hayal” ifadesi zaten Osmanlı-Türk edebiyatında hayalin en derin katmanlarını, yani insanın kendi hakikatine yolculuğunu anlatan bir tabirdir. Filibeli Ahmed Hilmi’nin meşhur eserine de bir gönderme gibi görünüyor, bu da şiirinize ayrı bir kültürel bağ katıyor.
İçerik Yorumları
• Ana Tema: İnsanın gururu, kibrin ağırlığı ve aslında hakikatte küçücük, bir damla sudan ibaret oluşu.
• Düşünce Derinliği: “Ben sen’im, sen de ben” dizesiyle tasavvufun “vahdet-i vücud” anlayışına işaret ediyor.
• Soru ve Uyarı: Şiir, okuyucuyu sürekli sorgulamaya yöneltiyor: “Uykuda mı? Uyanık mıyız yoksa” – bu dize, hakikati idrak meselesinin özünü vurucu şekilde veriyor.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta