37*
Baksı ‘da bir güzel gördüm,
Nazlı Sultanlar ‘a benzer.
Aslını-neslini sordum,
Dilbilmez lallara benzer.
Ha bir yokmuş, ha bir varmış,
Mevla ‘m övmüş de yaratmış,
Parmak ince, tırnak kamış,
Saçı sırmalara benzer.
Yanağı has bal süzmesi,
Misk ü amber gül nefesi,
Sinesi cennet bahçesi,
Göğüsleri nara benzer.
Mestoldum gül endamından,
Bal damlarken dudağından,
Ter-mer gördüm gerdanından,
Yeni yağmış kara benzer.
Bir gülümser, bir de dinler,
Dışı güler, içi inler,
Ak gerdana çifte benler
Ferman eden dâra benzer.
Ak bilekte sedef halhal,
Gözler ceylan, kaşlar hilal,
Reyhani ‘de kalsa da hal
Yorgun yolculara benzer.
------------------------
37* Reyhani ‘nin hem güzel, hem de açıklama ve yorum gerektirmeyen şiirlerinden biridir. Söyleyiş Karacaoğlan ‘ı andırmaktadır. Niteleme abartılı fakat etkileyicidir. Baskı ‘da gördüğü güzeli, usta bir san ‘atçı gibi fırçasıyla tuvaline işlemiş, renkli ve kokulu bir tablo gibi önümüze koymuştur.
Şiirin sözlüğü şöyledir: ‘Asıl-Soy,sop’, ‘Nesil-Kuşak’, ‘Mevlâ-Yaratıcı’, ‘Sine-Göğüs’, ‘Mestolmak-Kendinden geçmek’, ‘Endam-Boy,bos’, ‘Ferman-Padişah buyruğu’, ‘Dâr-Darağacı, idam sehpası’, ‘Lal-Dilsiz’.
Üçüncü dörtlükteki ‘Misk ü amber’ ‘Misk ve amber’ olarak birlikte kullanılan iki güzel kokudur. ‘Misk’ adı verilen güzel koku keçiden ve amber adı verilen güzel koku da balinadan çıkarılır. Bu nedenle; güzel kokan bir şey için ‘Mis gibi kokuyor.’ Demek yanlıştır. Çünkü; ‘Mis’, sarı bir metal olan pirince denir ve metalin güzel kokma özelliği yoktur. ‘Misk gibi kokuyor.’ Dendiğinde; bu doğrudur. Kendisinden güzel koku çıkarılan keçinin adı da ‘Mis Keçisi’ değil, ‘Misk Keçisi’ dir.
Şiir bir ‘Methiye’ yani ‘Güzelleme’ ve yani ‘Övme’ dir. 4+4 Duraklı bir 8 ‘liktir. Örgüsü öncekiler gibidir.
(ALVARLI AŞIK REYHANİ isimli Araştırma-İnceleme 'lerinden > 151-152/201)
(Devam edecek...)
Kayıt Tarihi : 4.2.2005 07:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!