33*
Sular bir hakikat keşfetmiş Hak ‘tan,
Cûşa gelen bahr u umman aşıktır.
Kudret varlığıdır Nur u Mutlak ‘tan,
Yalayıp gittiği her yan aşıktır.
Eğer sabrın varsa; sana hakimdir,
Söyleyen Elif ‘tir, dinleyen Mim ‘dir,
Bilenler herkesse bilmeyen kimdir?
Hem duyuran, hem de duyan aşıktır.
Çalışıp sırların bendine yetip
Uyan bu gafleti başından atıp,
Deftersiz mevcudad, kalemsiz katip,
Hem okuyan, hem de yazan aşıktır.
Bazen daldırırım, bazen dalarım,
Aklı fikir umanına salarım,
Her ne söyler isem onu çalarım,
Başıma toplanan insan aşıktır.
Gizli-açık söyleyeni gözlerim,
Nişangahta tek noktayı gözlerim,
Yolcum var k; kalkmış anı gözlerim,
Soranlara deyin: ‘Reyhan aşıktır.’
-----------------------------
33* Akarsular sanki Yaratan ‘ın bir gerçeğinin bilincine varmış gibi. İnan ki; coşmuş olan bu deniz ve şu okyanus Tanrı ‘nın aşıkıdır. Zira; onun nurunun, onun kudretinin birer belirtisidirler ve onların salt kendileri değil, yalayıp gittikleri her yer, her zerre Tanrı ‘ya aşıktır. İçinde sabır varsa; hiç korkma; o seni elinde tutacaktır. Sözleri söyleyenlerin ve o sözleri dinleyenlerin kim olduklarını sanıyorsun? Sende söyleyen, bende dinleyen veya bende söyleyen sende dinleyen sadece Tanrı ‘dır. Herkes bu sırrı bildiğini savlıyorsa; peki, bilmeyen kimdir? Şunu bil ki; sadece duyuran değil, duyan da aşıktır. Bu yararsız uykuyu uyanıp da başından at ve ardında gizlerin durduğu duvara ulaşmaya çalış. Varlıkların var olabilmeleri için deftere yazılmaya gereksinimleri yoktur, çünkü; o yazıcı kalem-malem kullanmaz. Bana sorarsan; okuyan da, yazan da aşıktır. Ben, bazen başkalarını derinlere çekerim, bazen da kendim derinlere iner, aklımı sele-suya veririm. Söylediğim neyse çaldığım odur. Zira; söylememi de, çalmamı da bekleyenler aşıktır. Benim bir hüner sahibim vardır ki; saklanan-saklanmayan her şeyi bilir ve görür, ben de O ‘nun görmekte olduğunu görürüm. Çünkü; O, benim atış tahtamdaki ulaşmak istediğim biricik noktadır. O beklediğim konuktur ki; yollarını gözlüyorum. Nasıl olduğumu soranlara ‘Reyhan aşıktır.’ Deyiverin.
Aşığın şiirinin bu türüne Halk Edebiyatı ‘nda! Methiye! yani ‘Övgü’ denir. Nitekim, ozan şiirde Tanrı ‘yı övmekte, Tanrı sevgisini dile getirmektedir. Bunun adı ‘İlahi Aşk’ tır ve şiir dinsel ve tinsel bir nitelik taşımaktadır. Türkçe ve yabancı sözcükler yönünden fazla bulanık bir şiir değildir. Dizelerin içerdiği yabancı sözcükler, şiirin söylendiği çağın kaçınılmazlığıdır.
Birinci dörtlükteki ‘Hakikat’ ‘Gerçek’ demektir. ‘Hak’ sözcüğü, büyük harfle başlatıldığında ‘Tanrı’ ve küçük harfle başlatıldığında ‘hak, kazanılan, kazanılması gereken’ anlamındadır. ‘Hukuk’ bu ‘hak’ sözcüğünün çoğuludur ve ‘haklar’ anlamını taşır. Ayni dörtlükteki ‘Cûşa gelmek’ ‘coşmak’ tır. ‘Bahr-Deniz’ ve ‘Umman-Okyanıs’ tur. ‘Kudret’ ‘Tanrı ve Tanrı ‘nın gücü’ anlamına gelir. ‘Nur u Mutlak’ ‘Tek ve Tam Olanın Işığı’ karşılığıdır ve Tanrı ‘ya yollamadır.
İkinci dörtlükteki ‘Hâkim’ ‘Hükmeden, karar veren, buyuran, buyurgan’ dır. ‘Elif’ Arap alfabesindeki ‘a, e, i, ı’ okunan ve yarımsesli sayılan harftir. ‘Tanrı’ anlamındaki ‘Allah’ sözcüğü elifle başladığından, bir başına elif Tanrı anlamındadır. ‘Mim’ ayni alfabenin (m) okunan sessiz harfidir. ‘Mâbud’ yani ‘Tanrı’ sözcüğünün başharfi olduğundan, bir başıma kullanıldığında o anlama gelir. Arap Elifba ‘sında, yerinde (a, e, i, ı) okutan ‘Elif’, (o, ö, u, ü) okutan ‘Vav’ yani ‘v’ ve ‘i, ı, u, ü’ okutan ‘Ya’ yani ‘y’ yarımseslilerinden başka sesli harf yoktur.
Üçüncü dörtlükteki ‘Sır-Giz’, ‘Bend-Set, engel, duvar’ demektir. ‘Yetip’ sözcüğü ‘Ulaşıp’ anlamında kullanılmıştır. ‘Gaflet-Dalgınlık, Uyuklama, Miskinlik’ anlamındadır. ‘Mevcûdad’ ‘Mevcûd’ sözcüğünün çoğuludur ve ‘Varlıklar, Var olanlar’ karşılığıdır. ‘Kâtip-Yazar, Yazıcı’ dır.
Son dörtlükteki ‘Nişangâh’ ‘Hedef tahtası, Nişan alınan yer’ anlamını taşımaktadır. ‘Ânı’ ‘Onu’ yerine kullanılan bir eski sözcüktür.
Üçüncü dörtlükte ‘Deftersiz mevcudad, kalemsiz katip’ diyen aşık, bir bilgi yanlışlığına düşmüştür. Zira; defterinin olmayışı bir yaya, en küçük bir canlının bile akıllara sığmayacak ölçüde ince hesapları ve planları vardır ve evrende cansız yoktur.
Şiir bir hece şiiridir ve 6+5 ‘ten ibaret 11 ‘lik ölçüdedir. Dördüncü dörtlüğün ikinci ve son dörtlüğün birinci ve ikinci dizelerindeki duraklar yerlerinde değillerdir.
Şiirin örgüsü (a-b-a-b) , (c-c-c-b) vb. dir.
(ALVARLI AŞIK REYHANİ isimli Araştırma-İnceleme 'lerinden > 140-143/201)
(Devam edecek...)
Kayıt Tarihi : 1.2.2005 13:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!