Sen nahif bir güldün gönül bağımda.
Ne suyumdu eksik kalan nede güneşim.
Sevgiydin, emektin bu gönül bahçıvanında.
Kokunla titreyen kalbimdi, güzelliğine şahidim.
Soldurmak istedi seni mevsimler.
Dökülüyor yapraklar bir bir takvimden.
Yetmez mi sensiz heba olmuş bunca saatler.
Başımı yastığa koyduğum her gece sen.
Bitmiyor bende ki ruhsuz kalmış geceler.
Esmez mi sevda meltemi pencerenden?
Gel! diye haykırıyor toprak;
Bu soğuk, karanlık bağrıma.
Bir demet çiçek yalvararak;
Kaç diyor aydınlık rıhtıma.
Kaç diyor aydınlık rıhtıma;
Sahra çölünden geçen bir yolcuyum.
Sen gözlerimin önünde bir serap.
Kızgın kumlarda nasıl kavrulmuşum.
Hazin yokluğunda dermanım harap.
Gel diyorsun gazap dolu kumlara.
Karanlığın sessizliği ruhuma dolar.
Özlemler içinde gözlerini düşlerken.
Çalmıyor artık o en sevdiğim şarkılar.
Sesini özlediğim akşamlar üşürken.
Bir gecedir ki hayallerinle dopdolu.
Baharım sessizce çekip gitti hayatımdan.
Gönlümde açan onca çiçek, nefessiz kaldı.
Hani mutluluğa taç olacaktı haziran?
Verdiğin bu sözün sonu acı hüsran mıydı?
Baharım sessizce çekip gitti hayatımdan.
Sensizlikti beni gecenin kör karanlığında ağlatan.
Esintiler kadar soğuk, kalbimde bıraktığın yalnızlık.
Nasıl ki seni düşünmediğim koca bir yalan!
İsmini anmadığım her günüm karanlık.
Sessizliğindi süzülen her gece yanaklarımdan.
Bir şarkı takılı kaldı zihnimde.
Kaç gecedir dinleyip duruyorum.
Tüm şarkılar gibi o da kederli.
Dinlerken gözlerini düşlüyorum.
Bir gece alışkanlığı var bende.
Rüzgârım ol, süzül odama sevgilim.
Sabaha dek ellerin değsin saçlarıma.
Ezgilerim ol, uyut beni sevgilim.
Senliğin sinsin, dokunduğun ruhuma.
Gecelerim ol, ışıltını ay kıskansın.
Zamana sonbahar değmiş aylar geçmiş ey sevgili.
Takvim yaprakları birbiri ardınca hep düşüyor.
Tutamıyorum sensiz geçip giden bütün günleri.
Dalıp, özlemle geçen günlerine mazi ağlıyor.
Zamana sonbahar değmiş aylar geçmiş ey sevgili.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!