Altinci Kogus ve Cehovdan Bu Yana 3

Seyfi Karaca
5083

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Altinci Kogus ve Cehovdan Bu Yana 3

ALTINCI KOGUS `tan bahsedip `CEHOV ` demisken; edebiyatin diger kol ve dallarinda oldugu gibi, konusu icerigi ne olursa olsun, bilhassa bütün Roman türlerinde de yazarindan mutlaka kisilik, kimlik ve karakterine özgün olusmus duygu, düsünce, dilek, duyum,bildirim, tavir, algi, anlayis, inanc, fikir, hayal, görüs, sezgi, gibi kendinden izler ve parcalar tasiyan ve yaziyla iletisim kurdugu herkese iletip duyurmaya dönük bildirim sunum ve aktarimlarinda bulunur. Bu sayede bir taraftan insanliga olan AIDIYET duygusunu ve zorunlu kilan gerekliligini yerine getirirmeye iliskin ve toplumsal bütünlüge dair detaysal parcalari deneyip sinayip bulup birlestirerek - kimi zaman da tüm arayislarini bosa cikaran ve bulmasi gereken yerini isabet almayan yanilsamalara ragmen- kazandirdigi sosyallesmenin özgün kisiligine erismeyi amaclarken, diger taraftan bu sayede kurdugu iliski ve iletisim alanina kendine özgü nufuz etme etkinligini kurguladigi diyaloglarla yerlestirip yaygin hale getirmenin sosyo-kültürel geri dönüsümlerini duyup bilme gayreti güder. Genelde de cok tanidik bildik durumdur, yazar veya sair, etkisi altinda kaldigi toplumsal ETKENLER ( inanc, dogma, ideoloji, egitim, ekonomik kosullar, göc veya diger zorlayici kosullara bagli soyolojik degisim, gelenek görenek gibi kültürel kiskac..) kusatmasinda kendi basina cok tarafliligin karsit görüslü tezatlariyla tartisip konusan dili ya bile bile kendinden olan öngörülerini kurgudaki diyalogun kesin dogrusu olarak aktarmayi hedefler; veya kurguladigi hikayenin neresinde nasil isterse herkes olabilen hayal ürünü yönetimiyle sonsuz kafa karisikligini hedefleyip, hayatin yükledigi ve cözülmesini bekledigi bütün soru ve sorunlari ebediysen CEVAPSIZ birakarak, bir soru veya sorunun en saglikli cözümünün ve yetkili cevabinin hic istifine dokunumadan oldugu gibi birakilirsa ( zamanin basina buyruk gidisine, yani ilgisiz umarsiz duyarsiz ve kayitsiz kalip sürüncemeye birakarak zoraki kabulle icsellestirilip kendiliginden benimsenmesini saglamayi amaclayan ) cok daha kolay ve kökten karsiligini bulacagini yegleyip tercih eder.

Cehov bu baglamda Altinci Kogus`ta, hem hasta Dimitriyic hem de Doktor Yefimic olarak, zitliklarin karsit görüslerini tek kisilik kendinde tartistirip konustururken, yüklenip sürükleyen hayatin bütün bskisini eziyetini yozlasmisligini kokusmuslugu acimasizligini ruhsuzlugunu kayitsizligini kendi haline terk ederek güttügü kalabaliklara alisip sindirmekten baska care birakmayan ve devamli kendi köhne sarmalini degiserek büyüyen hayatin cok da cesitli degildir dili hali vakti ve secenegi. Bu yüzden yazi kurgusunu her iki zit görüslülügü tartistrip konusturuyor olsa da Cehov, Romandaki esas konu veya tasiyici ANA FiKRi Rus edebiyati`nin ( marksist -mataryalist olsalar dahi ) kilise baskisindan ve SLAV gelenelselligi veya ORTODOKS dindarliginin ötesine gecmeyen, soru ve sorunlari oldugu gibi cevapsiz birakarak bilinmeyen adrese havale etmenin ( tanriya yahut toplumsal kozmopolitige ) en dorunun daha dogrusu olacagini duyurup ögretmeyi gütmektedir.

Icra memuruyken icine düstügü kusku korku ve karamsarlik sarmalindan bir türlü kurtulamamanin sonucu paketlenip tüm insanca yasama umut ve ihtimallerinin son buldugu kirli- pasakli les gibi kokan ve sadece yataktan pencereye, pencereden duvar köselerine oturup kalkip aimlanmanin disinda hic bir hayati belirginligi olmayan tam bir intihar sürüncemesidir, kuruntu ve kuskularinin dayanilmaz hal alip kontrolden ciktigi, sokaklarda aklini ve kendini kaybedilmis bulanlar tarafindan hasta Dimitric`in, hapisaneye iki kilometre bu taraftaki doktor YIFIMIC gözetimli -mecbur kalmadikca viziteye cikmayaan ve hap ilac yazmadigi- hastahaneye kapatilip kilitlenmesi . Ordan, yani nizamiye kapisindan girer girmez kanli irinli yastik yatak ve diger demir döküm hastahane hurdaliginin avlusu ve merdivenlerini yürüyüp gectikten sonra her günü bir an önce ölümün gelip almasini beklemeye adanmis ve kapanmis, dünyanin ortasinda fakat umrunda olmayan uzakliktaki dehset verici gazapta yasayan canli tabut dünyasidir.

Öyle ki, Nikita, hasta bakiciliginin cok ilerisinde ve ötesinde her yeri bozuk olan Onuncu Kogus tamir ve Timarhane harabesinin ortaligi susturup sindirmeye tutulmus ilk ve son söz sahiblilige kemik kiran gardiyanidir. Hic bir sikayet karsiligini asla bulmayan yeltenisini Nikita`nin mutlak zorbaligiyla ödesir. Yalnizca bir kisi disari cikma müsadesi olan yari kacik Moseyka`nin, sehrin meydanina giderek yalvar yakar topladiklarina daha kapi girisinde el koymaktadir, onu dilencilik kobayi olarak kullanan Nikita. Doktor Yifimic`in hergün ve hic evlenmemis yalnizliginahemen hemen her paydostan sonra aksam bira demlenmeleri icin ve rutin saati hic kacirmaksizin `senden iyisi yok, bu dünyada tek dostumsun ` sohbet ekseninde Potahaneci Avaryanic, zorla ikna ettigi Prag gezisi sirasinda YIFIMic`in bütün maddi birikimini kumarda üttürdükten sonra, hastahaneye bir an önce yatmasi icin - tipki kuyusunu kaziyip yerini almak icin ortadan kaldirilmasini bekleyen diger doktor ve asistanlari gibi- elinden geleni ardina koymamaktadir cünkü; Cünkü bu sayede Yifimic bir daha kilitlendigi kapidan ölmedikce cikamayacagi ve bu sayede kumarda ondan alip kaybettigi borcu geri ödeme gibi temel kaygisi kökten hallolacaktir.
Roman`in tek kadin figürü Daryuska ise, varligi yoklugu silik ve belirsiz bakimini temizligini yaptiginin karsiligi kiz cocuguyla birlikte Yifimic`mutfagindan gecinen ve baska da hic bir etkin rol oynamayan sönük bir ruh gezintisidir. ( belki de Cehov`un kadinlarla anlamsiz gereksizdir kafa karisikligi ve sorun yasadigi dönemdir burasi )
Kisacasi fetihler ve istilalar Feodalizmin ve Köleligin iliski araligindaki sovalye destanlarini ve Irgat agitlarini siirlestirip destanlastirmis. Kesifler ve Hegomonyacilik yerlesik düzenli kolonilesmeleri ve Ticaretin yayilmasini Yoksul-Burjuva siniflasmasini doguran öyküler, masallar ve söylencelere aracilik etmis. Sanayilesme, her dalda ve kolda endüstrilesen hayatin basin yayin yolunu acarak siniflar arasi iliski ve iletisim carpikligini ortaya koyan fikir ve akimlarla beraber, kültür sanati da ayni iliski ve celiski ekseninde yeni toplumsal güc olarak sair yazar filozof ve aydinlarini mümkün oldugunca degisen dünyanin cok secenekli imkani hali vakti düzeni ve DiLi olmasi sorumluluk ve kaygisini güden insanlik hayatina kazandirmis.

Bu arada Türk Dili ve Edebiyatina dair kücük parantez araligiyla sirasi gelmisken hazir bir kac cümleyle kisaca :

Sürekli sosyal siyasal ve ekonomik nedenlerin tetikledigi yer degistirip yurt bulma arayisi sirasinda yasam bilgisi, hayat becerisi ve toplumsal kültürü gezdigi yordugu dünya deneyimlerinden cikardigi iyi ve kötü günlerden toplayip derledigi agitlar, maniler, kosmalar, türküler, destanlar, bilgiler, beceriler, birikimleri taslara yazip örtülere yortulara kilimlere dokuyarak örüp isledigi toplumsal bilinc ve edebi kaynak, bütün yazili ve kayitli uygarliklar icinde ( gerek Bati gerek Rus gerek Iran yahut Apap ) en eski ve köklü olanlardandir. Fakat gel gör ki, Pers ( Fars) ve Arap dünyasiyla tanistiktan sonra etkilemek yerine ( kültür hegomonyaciligi yerine ) kendisi hükmündeki topluluklarin kültürlerine asimile olmus. Uzunca yüzyillar kendi öz kaynagi ve kökeni olanindan kopup, ZÜMRE azinligi olan yapayligin kapali soyut ve yüzeyselligini (gerek sazli gerek sözlü gezgin Halk ozanlari ve Devisleriyse toplumu dilinde ve damarlarinda yasatmanin sorumlulugunu üstlenmis ) yüklenip tasimis. Daha sonra Bati`yi kopyalayip ceviren yol ve yön dönümü yasanmis. ( Tanzimat ) Ardindan sosyal siyasal ve ekonomik olaylara bagli gelen ve yeniden dilin edebiyatin terkedildigi özüne dönüsün ilk Cumhuriyet kurucu ve duyarli yillari yasanmis. Ilerleyen yillardaysa yine ekonomik siyasi kültürel bagimlilik oraninda hem batidan ; hem de ve bilhassa da RUS EDEBIYATI`n `dan ( felsefe ideoloji siir resim sinema müzik mimari roman vs ) topyekün kopyalama ve aktarmalar taklit edilegelmis. Hatta öyle ki, Yasar Kemal Türk Tolstoy`u olarak plakalanacak kadar ayan beyan yapilmis bu is. Yetmis Ikinci Kogus`sa, hikayesi nispi farklilikla Orhan Kemal`in isim öyknmesine varacak kadar neredeyse bire bir kültür benzesmesi ve insan modelleme asilimesiyle ilgilidir. Bu yüzden de ne yazarsa yazsin veya okusun sanat edebiyat, tektiplestirilen ve özgün akli fikri iradesi olmayan tüketim piyasa bagimlisi; her sektör baglaminda inancini yitirmis dilini duyumunu yolunu sorumlulugunu vicdanini hissini güvencesini kaybemis TARIKATLARIN tapindirdigi buyruklara kul, dizi ve sahte soyut ölü döngüler senaryolarina ve kurgularina kosulsuz itaatkarlikla kul kurban kivranip sürünmektedir güncelde bugün.

Hic kuskusuz ki, kültür ve kimlik yaristirarak insan robotlasmasina ve toplumsal duyarliligin kabizlasip kuraklasmasina yol acacaginin öne yahut sona kalmayi alkislamamalidir insan. Fakat, sürekli degisen -dönüsen doga, dünya ve insanlik iliskilerini hele de teknoloji hizinda, ruhsuz duyarsizlik kontrolüne bagli ve bagimli seceneksizlik ve cözümsüzlük ihtiyatsizliginda, koruyan kollayan titizligi ve üretkenligi olmadikca, bugünün dünyasini güncelleyen ( dili hali tavri özgürlügü akli vicdani huyu soyu yolu vakti huzuru yitik ve yoksul ) tüketim kulluguna kurban ve rehin; yagma yikimlarin en seckin ve kullanisli kölesine dönüsür insan.
Haydutun haraminin yanlisin yalanin talanin ikiyüzlülügün secenekleri artan üretim ihtiyaci , araclari ve cesitliligine karsin, dilini tavrini kimsiz kimsesizlige terkedip birakilmisliga eksilip azalan daralmis kisitlanmisligiyla, kusatip sardigi ve kimin hangi kosullarda nasil yasayip veya yasamadan ölecegini yapip buyurdugu ALTINCI KOGUSTA`da durum vahimdir. Hayatin en bilndik gercekliginden sinayip deneyerek gelen ve cok sey yasayip cok insan cesitlemesi tanimis olan DIMITRIC`in hayatinda aklinda ögrenip bilmeye dir hic bir bosluk yoktur. Doktor Yifimic ise, bütün evre ve esikleri hic bir yasanmisligi olmayan kayiplarla kapatmistir ve hayatin icinden ögrenecegi cok sey vardir. Bu acigi bütün toplumsal cürüme ve cöküntü icinde Dimitric`tir akilli duyarli inanilir güvenilir insan kalbinde saglam kalan. Tam da ondan ögreneyim derken hayatina mal olur bu istek ve merak.

Hasili CEHOV `un romanlastirdigi yasanacak tek dogrusu kalmamisligin Diline tercuman olmakla Rus Sosyalist Ekim Devrimi hazirlanmis. Maksim Gorki ise bizzat hak hukuk sosyal düzen insanca yasam diye yola cikan devrime hizmet etmis. Ne var ki, köklerinden kopamayan SLAVCILIK ve ORTADOKS toplumsal baski ve örgü, dönüp dolasip zamanla tekdüzeye maksadini ve anlamini yitirerek yozlasan ve hirsizlik yolsuzluk haksizlik hukuksuzluk torpil ve kayirmaciligiyla cürüyüp cöken yapi; Gorbatchow düzenegiyle önce Yelsin; sonra da Putin CARLIGINA yeniden dönüs yapip güncellenmis. Halen de hazir kaptirip körüklüyor küresel benzesme baglamli ve mevcutlu durum vahim.

Ocak / 22

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 15.1.2022 15:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Seyfi Karaca