Altı Kasım Şiiri - Ali Koç Elegeçmez

Ali Koç Elegeçmez
862

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Altı Kasım

Zafer ilkokulu’na başladığım 1958 yılında,
Drama’nın ÇATAK Köyü’nde doğmuş , Bal-
kan Savaşı’nda annesinin kucağında yetim
kalmış ve 12 yaşlarında ,mübadele ile Keşan-
’ın Altıntaş Köyü'ne yerleştirilmiş olan Mısır-
lıoğlu Mehmet oğlu İsa Elegeçmez,bazı gece-
ler, Eski Mektep Sokak’taki , 8 numaralı ,kır-
mızı kiremitli, tek katlı-bahçeli evimizde , a-
ramızda fazla yaş farkı olmayan biz çocukla-
rını peçka başında toplar ; bizlere ibret veri-
ci masallar , öyküler anlatır , düşündürücü
bilmeceler sorardı..”Yusuf’un Kavalı” , “ YÜZ
KAZLAR” ,“Kırk katırı dokuz kazığa eşit ola-
rak bağlamak” gibi örnekler, beyin müzem-
de o günlerden kalan hikaye ve bilmeceler-
dir.
Okul yüzü görmemiş olan babamın, bu öy-
kü ve bilmeceleri nereden ve nasıl öğrendi-
ğini bilmezdim..İşte bu öykülerden biri de
sonraki yıllarda Ömer Seyfettin’e ait olduğu-
nu öğrendiğim “YÜZ AKI” öyküsüdür…
Geçenlerde Küçükdoğan'ca Köyü'nden Seyit
Ahmet arkadaş ile emekli öğretmenlerden
Ahmet Çimen ve Kadir Altay’dan edindiğim
bilgiye göre, bazı köylerde , “6 kasım “günü;
davar sahiplerinin,kendi davarlarını ya da
köy davarlarını ve sığırlarını gütmek için ço-
ban ve sığırtmaçlarla BİR YILLIK antlaşma
yaptıkları gündü ve bu güne ÇOBAN KASIMI
denmekteydi..Bunu öğrenince, ister istemez
babamdan dinlediğim Ömer Seyfettin’in
“ YÜZ AKI” öyküsü geldi aklıma .ve bu günü
neden ÇOBANLAR VE SIĞIRTMAÇLAR GÜNÜ
olarak kutlamayalım diye düşündüm….0kul
yüzü görmemiş olan babam Mısırlıoğlu İsa’-
nın bu öykü ve bilmeceleri nereden, kimden
ve nasıl öğrendiği konusu ise, benim için ha-
lâ yanıtını aradığım bir bilmecedir..Öykümüz
şöyledir:
Köyün ağası kendi davarlarını gütmek için ço-
ban Yusuf’la bir yıllık antlaşma yapar.Yüz ko-
yunu sağ-sâlim geri getirmesi karşılığında sü-
rünün eti, sütü ve yavruları Çoban Yusuf’un,
yüz koyun ise ağanın olacaktır…Bir yıllık za-
man su gibi akıp geçer..Ertesi yılın 6 kasım’ı
gelir..Evinin avlusunda dört gözle çoban Yu-
suf’u bekleyen Ramadan Ağa’nın yüzü birden
güler..Çoban Yusuf , omuzunda bir koyun pos-
tu ile yürüye yürüye eve doğru gelmektedir..
-Selamüm aleyküm ağam!
-Aleyküm selam Yusuf! Hoş gelmişen!
-Hoş bulmuşam ağam!
-Koyunlar nerde Yusuf?
-Hiç sorma ağam!
Bu cevap üzerine kaşları çatılan, yüzü buru-
şan Ramadan Ağa:“Devam et Yusuf” der...
-Ağam diye devam eder Yusuf...Sürüyü alıp
gittikten sonra ,bir gün hava bulutlandı.Şim-
şek çaktı ,gök çatladı, bizim koyunların 72’ si-
nin ödü patladı…Önden gitti baş toklu,arka-
sından beş toklu..0nunu verdim kasaba, on’-
unu katma hesaba..Kurt kaptı birisini, al ağam
getirdim son koyunun derisini1 deyip, sırtın-
daki son koyun postunu ağaya uzatınca, göz-
leri faltaşı gib açılan Ramadan Ağa, kuyu üs-
tünde duran yoğurt dolu kazanı kaptığı gibi
Çoban Yusuf’ın başından aşağı boca eder…
Bembeyaz bir yüzle, arkasına bakmadan köy
merasına doğru koşarak kaçmakta olan Yu-
suf’u görenler, Yusuf’a seslenirler…
-Hayırdır Yusuuf! Bu ne hal böyle?
“Sormayın!” der Yusuf, arkasına bakmadan
kaçarken. “Hesabını doğru verenin yüzü böy-
le ak olur..”
Düşünmez misiniz ? Ne az düşünüyorsunuz?
diyen yüce Yaradan’ın emrine uyarak düşü-
nüyor ve diyorum ki; bazı iktidarlar ,bu öykü-
de olduğu gibi “hesabımızı işte böyle yüz a-
kıyla veririz “ diye düşündükleri için mi, şehit-
lerimizin kanıyla canıyla ,bütün vatandaşla-
rın el emeği, alın teri, göz nuru ve verdiği,
vergilerle elde edilmiş devlet malını çar-çur
ederek,"Devlet malı deniz yemeyen domuz
düşüncesiyle hareket etmekteler acaba?
……………………..*…………………..

Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 5.11.2020 10:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yaşanmışı sonsuza dek yaşatmak için

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Koç Elegeçmez