bilgece susuyoruz artık saklamayalım
yıldızları tartaklanmış bir sonbahar gecesi
diz çökmüştük hatırla öteki dünyalara
dünyalar dediğim de ne, boşuna abartmayalım
karalarla denizler, çamurlar falan yani
toplasan hepsi hepsi batan bir geminin
tanrı bana uğramadı bu gece
süt dökmüş kedilerle sarmaş dolaş uyudum
bir ara terk etmiş gibiydim bedenimi
çengilerle çalgılarla yalanlar dolanlarla
çok kalabalık dünya!
korkuyorum, ukala yastıklara gömüyorum yüzümü
teşekkür ederim baba, kırılgan bir yaz
tozlu urbalar, gri bulutlar bıraktın bana
taş duvarlar bıraktın, birkaç metre telörgü
gözaltları kırışmış mor bir kelebek
bıraktın. uçmak adına
kendime kuytu bir ölüm arıyorum yalnızca kendime
düşlerime sokak kedilerinin gözleri giriyor, korkuyorum
boynunu kendi bileğine dolayıp asılan bir adam
kanını sulandırılmamış alkole banan
sokak satıcıları epey bilir bunu yalnızlık cinayettir
askerleri topla manuel, geri çekiliyoruz
bir baharda bu kadar zafer yeter
aldığımız topraklara kim yerleşecek şimdi
kim ekecek kim biçecek askerleri topla manuel
fazladan kaç bayrak daha dikeceğiz kim bilir
ölüleri gömmek için kaç mezar daha
EK III: DÜŞLER
ölüler sessizce çekip gitmeli hayatımızdan
bıktım kendimi yaralı
bir geyik gibi sırtımda taşımaktan
anı defterlerinin arasında kurutulmaktan
solmuş bir çiçek kadar erdemlisin sevişirken
kırılgan ve biraz hafif
bir tüy süzülüyor gözlerinin önünden
zirveye düşer gibi ölüyorsun aniden
aniden paslı bir maymuncukla açılıyor
yüz yıllık kapın
belki seni severim umurumdasın
yalnızsın, yaralısın, sarışınsın
bir kedi yavrusunun damdan düşüşü
kadarsın, ılıksın, suçlusun
çocuklar kızmazlar bana gidersem
bu gece yüzümde
arkasına yeni vagon eklenmiş
tren sevinci var
sanki ön kompartmanda
diş taşını temizliyor kerpetenle
yarısı bakire bir tanrıça, ah! arkaik
beni yanlış evlerde aradılar, süt dökmüş kedilerin,
kapısı kilitli dağların yamacında. gereğinden fazla
süren suskunluğun eşiğindeydim oysa.
kadınları, kuşları, kendimi. pamuk tarlalarını hiç
terketmedim ama. beni yanlış evlerde aradılar, ku-
''yüzüme sevgi dolu bakma/canımı acıtıyorsun/sokaklar tekin değil/kendimize çevirdik tüm serseri mermileri....''
sahte ütopyalarla kendini kandırmak yerine dystopyalarla yüzleşme cesaretinde olanlara seslenen alternatif yaşamın dervişi sevgili altay öktem'e sevgiyle selam olsun...