Çay koy yüreğinin ortasından Kadın .
Dem koksun hayatım gibi.
ince belli olsun salınışın gibi
Sal içine iki okka şeker pancar suyundan .
Koy bugün Ömrüme biraz sen az dem .
ister çay içeyim isterse bende seni.
Nerden geldin apansız yiğidim sen .
Permeperişan ortalık toz duman.
Kimisi diyor biyolojik savaş .
Kimisi uğraşamam idam sehpası.
2013 de geliyor diye vals eden .
Gel gidelim çoçukluğum.
Kibrit kutusuna mektup sıkıştırdığım zamanlara.
Çeşme başında ki akşamlara.
Geçit merasimi yapan katar katar koyun sürülü sabahlara .
Haşhaşlı çoban dürümlü kahvaltılara.
Köy odalarında ki bayramlara.
Lal olsaydı da dilim,
Etmeseydim nazına…
İki kelam değil ki bunlar,
Cenk meydanında ilk kurşun!
Gonca güvercinim,
Sükut eyler dil gönüle .
Her akşamın koynunda
Yalaza vurmuş benzine
Heyhat olmuş ayakların
Gücene gücene gider geceye.
Topuk uçlarından gülücük saçsa saçların !
Mahyanın en parlak kandili gibisin .
Eşsiz bir ihtişam duruşun .
Donuk gecelerin parlayan yüzü.
Sen öyle güzelsin ki .
Kim başını kaldırsa seni arar gözleri.
Bazen bir pusula yareni .
Leylekler geliyor mu?
Şehrin kasvetli havası ülkeme nişan .
Sokak lambaları ha söndü sönecek.
Küçük bir titreme ateş gelsem mi de !
Antirikorlar depdepe içinde .
Gücümü düşüren tüm sevdalara.
Nem kaldı zamandan beriye
Kuru lakırdılı bir dem
Baş ağrısı birde geriye
Çokça gezilen bağlar
Yar koynunda illaki ağlar
Gerilir ok da yaylar
Bir Öğretmen güncesi içimde ..!
Beyaz önlük cebinde gelen Faber Castel.
Bilirsin sana geliyor.
Kimse görmüyor .
Ve yalnızca O biliyor .
Öğretmen keskin gözleri .
Güneş doğmuş şehrin göbeğine,
Yollar — alacaklıdan kaçan borçlu;
Uykusuzlar dikilmiş seherde,
Ötekiler rüyanın kaçıncı perdesinde?
Mecalsiz ayak izlerin sokaklarda,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!