Altan Kardeşler Şiiri - Mehmet Halil

İlkokulda öğretmenimiz çocuklardan kızılcık sopası istemişti. Bir arkadaşımız ertesi günü güzel bir kızılcık sopasıyla geldi. Öğretmene verdi. Öğretmen sopayı alınca ‘’bakalım nasıl olmuş?’’ diye, önce sopayı getiren çocuğun elini açtırıp ilk deneyi yaptı.
Taraf gazetesi de Erdoğan’ı desteklemek üzere yayına başladı ama Erdoğan gücü eline geçirince, iktidara gelmeden önce verdiği vaatleri unutunca, demokrat insana yakışacak davranışı gösteren ve Erdoğan’ı eleştirmeye başlayan bu iki insanı en ağır cezalara çarptırdı. Neden?
Birincisi cezalandırdığı insanlar kendisinden kat be kat zeki… Erdoğan’ın ise bilindiği gibi zeki insanlara tahammülü yok. Düşük profilli insanları tercih ettiğini açık seçik ilan etti. Uygulamaları ile de bunu gösterdi.
Osmanlı kafası, devletin bekası için tek başlılık olmalı, tek ses çıkmalı. Altan kardeşler de, ülkemizde demokrasiyi savunan çok az sayıdaki aydınlar. Erdoğan gerçek yüzünü gösterince, ciddi olarak muhalefet yapmaya başladılar ve en etkili şekilde ilerlemesine engel olmaya başladılar. Yalakalar tayfasına alışık olan Erdoğan, beklemediği şekilde, Altan kardeşleri karşısında görünce öfkelendi. Padişahların oğullarını boğazladığı gibi… En ağır cezaya çarptırdı.
Bizim ülkemizde tarifi çok muğlak olan bir ‘’sol’’ terimi var. Bu terim kimsenin kafasında net olmadığı için, devletin görevli polisi de ‘’sol’’ geçiniyor, muhbiri de… Modaya uyan uyana… Güç kimin elinde ise onun peşine takılan da solcu geçiniyor… Ne yazık ki hiçbir aydın da bu muğlak terime bir ‘’ilkeler’’ çerçevesi çizemiyor. Sosyalizm, komünizm terimlerini ‘’modası geçmiş’’ olarak görenlerden böyle bir şey beklemek de abes…
AKP’yi desteledikleri için yapılan eleştirilere de açıkça cevap verdiler.’’ Zamanında Ergenekon’un kıyımına karşı, darbeci zihniyete karşı izlenebilecek tek politika oydu… Ama bu gün de aynı gücü eline geçiren Erdoğan’a karşı muhalefet yapıyoruz’’ dediler…
Ana muhalefet partilerinin yapamadığını, tek başlarına bir parti gibi demokrasiyi savunmaya çalıştılar…
Yüzlerce, binlerce kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi hak edenler iktidarda ise, elbette Ahmet ve Mehmet Altan’lar ve onlar gibi namuslu ve yiğit insanlar mahkum edileceklerdir. Ama açıkça AKP’yi destekleyemeyen ‘’sol’’cuların Altan kardeşlere saldırması bana Zeki Müren ile Kenan Evren’in sohbetini hatırlatıyor.
Evren Zeki Müren’e soruyor. ‘’Hayranların sana niye Paşa diyorlar?’’ Zeki Müren de ‘’Paşam size ibne diyemedikleri için bana paşa diyorlar.’’ Der.
Altan kardeşlere saldıranlar da AKP’nin gizli hayranları olmalı…
Artık onların ve aynı zamanda hepimizin özgürlüğü için mücadele etmek bizlerin görevi… Demokrasi hepimiz içi gerekli… Bu görevden kaçmak için onları suçlamak bu mücadeleye yarar sağlamaz.
En doğrusu kimsenin ne olduğunu kavrayamadığı terimleri kullanmaktansa, doğru ve namuslu olmak demek, yani Ahmet Altan, Mehmet Altan gibi olabilmek daha anlaşılır olacak.
Doğru bildikleri yolda güç tanımadan yiğitle mücadele ettiler. Çağımızın iftiharla anabileceği iki SOKRATES onlar…