Ne zaman ki karşıma çıkıyorsun,
Kalp atışım hızlanıyor, nedense.
Neler olduğunu anlamıyorum,
Aklım benden gizleniyor, nedense.
Ne zaman çalınsa dertli ezgiler
Ne kadar çok sevebilir bir insan?
Gururu görmezden gelebilir mi?
Sevda için yüreğiyle vuruşup,
Öfkenin zırhını delebilir mi?
Yâre adayıp, en güzel anını;
Sevda kayığına binip gidenler
Kıyıya varmadan döner oldular.
Aşka kutsallarca yemin edenler
Başka limanlarda iner oldular.
Sevmek manasız ve tatsızdır şimdi.
İtiraf edecek gücüm yok bunu;
Ne olur anlasan tavırlarımdan...
Gönlümün gönlüne kul olduğunu
Söylemek inan ki kapkara zından...
Dörtnala koşmuyor artık yüreğim.
Ateşi karşılar en zayıf yanım.
Sevda ocağında kavrulur gider
Rüzgâra sunduğum en naif yanım
Toz duman içinde savrulur gider
Seven gönül çürümez mezarında,
Yaşamadım hayatımda böyle tarifsiz sızı.
Benliğimi zapt ediyor düşlerimin hür kızı.
Aydınlığa çıkamadım, söndü kutup yıldızı.
Sen alacakaranlıkta ışığım sayılırsın.
Bir rayiha nasibim yok yârin gonca gülünden.
Rabbim seni Gülizar’da yatırsın.
Harp denilen debdebeyi bitirsin.
Ezan çiçekleri açsın koynunda.
Uçan kuşlar sana selam getirsin.
Alem içre alem, birbirine ek…
Gökyüzünün pasteliydi gözlerin.
Tuvale vurulan en asil renk sen…
Gizemli bir gösteriydi gözlerin.
Büyülü mehtapta saklı ahenk sen…
Parıldayan siluetin mucizem…
Bu karanlık, tenha şehrin sevda tutsağı çoktur.
Seni de mi gecelerin esirisin zannetti?
En bilindik sevdalarda yârin insafı yoktur.
Senin de mi kalbin artık kadere isyan etti?
Sevdaya düştük düşeli, işler yolunda değil.
Sanma ki Azrail bizi ayırdı;
Kalbimde uyursun sevda çiçeğim.
Birileri, aşkın ölmezliğini
Ona da duyursun sevda çiçeğim.
Sol yanındaki o derin ağrında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!