Tek hecelik, üç harflik yalandır aşk,
Hani şiirlerde, şarkılarda adı geçen
Ben yalan söylemedim, söyleyemem
Ne yaptıysa aşk yaptı, sönmeden önce…
Binlerce yıldır siyasettir iki kişi arasında aşk
Şuanda ne yapıyorum biliyor musun?
Nereden bileceksin ki?
Sorarlarsa ne söyleyeceğim?
Galiba, aklımla kalbim müzakere ediyor
Bende onları satırlıyorum diyeceğim.
Hayır, hayır belkide şöyle diyeceğim
Yorulmazsın hatıraların kahredici derinliğinde yüzmekten
“Eskide kaldı” dipnotunu düşer gözyaşların
Kum saati utanır, denizdeki kumlarca umarsızdır akan zaman
Gelmeyecektir artık! Başka bir limana attığı demiri pas tutan
Başka bir limana saklasan da sevincini açıklarında sevişmeye yarar denizin
Yabancılaşır, zorakileşir. Sevinçlerin, hayallerin, umutların
Biliyorum artık olmayacaksın
Son vapurla ayrıldınız limandan güneşle beraber
Ruhumun tercümanı karanlık arkamdan bastırır
Ümit kapısı ay bile ağlamaklıdır
Biliyorum artık sevmeyeceksin
Bilirim, düşünmek zor bir eylem
Kapı gıcırtısı sessizliğinde kurarım dizelerimi
Bilirim, yaşamakta karşı kefede mertebe denli
Aynı evde ayrı odaları paylaşır, aşk ve sevgi
Kapı komşularıdır bunların hepsi
Saymadım, hesapsız attığım adımları kapılar arasında
Avlamak için atılan aşk adımında avlanmak
Şimdilerde ertesindeyim yarı baygın
Acısı, nehir akıyor içimde ılık ve durgun
Nehirde akan başıboş kayıklar vurgun
Senaryolar yazdım denizaşırı memleketlere gitmeye dair
Küçükken çok salak bir çocuktum
Herkes abaküste boncuk sayarken
Bense kitap okurdum
Çok fazla şeyde değişmedi zaten
Bazı şeyler dışında tabi
Çocukken iktidar olmak isterdim
Mühürlenmiş gözlerin dillenmiş dudaklarında ilahiler
Peçe ardı gülümseyen düşeslerin ağızlarında Hipokrat yeminler
Yatsıyla sabah arası unutulmuş biçimsiz vaatler
Kollarının arasında düşüş çığlıklarını bastıran, kurulmuş saatler
Uzaktan uzağa el verir çiçek kokulu sabunlar
Pierre Loti’nin Eyüp Sultan fotoğrafında mezar taşı
Yüksek Ada’da gümüş kürede külsün
Yeşillerimde Harun Reşit kızılı
Yapraklarını güvercin yemiş yapayalnız gülsün
Gönlümün vazgeçmediği yedi tepeli şehri
Nedir gözlerimi açtığım an elimi yastığa uzandıran bu kaşıntı?
Niye gözlerim hala yastıkta izini arar aklım almadı?
Maviliğinin hayali öylece karşımda uzanmış yatıyor
Ellerim uzanıyor hayaline ama yastığa dokunuyor
Artık olmayacaksın anlıyorum
Halüsinasyonlarınla avunuyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!