Gece olmuş, sabah olmuş
Ne fark eder?
Esir olmuş, azad olmuş
Ne fark eder?
saçları rüzgarla uçuşan
gözleri buğulu ıslak bakan
gülümseyen yüzünde
çiçekler açan
güzel çocuk...
elveda demeden önce
'Zaman acımasız'
Oysa ne merhametsiz
insanlar gördüm.
Kendisine acımayan
Yahut yalnız
Uykulara dalarım bir başıma
Rüyalar görürüm tek kişilik
Dört başı mamur.
Kimi zaman bir dekor olurum tiyatro sahnesinde,
Kimi zaman çürümeye yüz tutmuş bir sandal
Dil iskelesinde...
Ne vakit seni düşünsem
Bir rüzgâr olup eser yüreğime hayalin,
Guruba dolanınca gün batımları…
Peşine düşürüp sevda türkülerini leylim
Akşamların portakal rengine inat
Yıllarca özenle sakladığın anahtarlar,
Açmaz olmuştur artık dost bildiğin kapıları.
Boynun bükük, kalbin kırık
Ayrılırken meclislerden
Gelip boğazının orta yerine
Oturur bir yumruk.
Tepelerin ardındaki meçhulleri
Merak etmek değil niyetim.
Elle gelen düğün bayram demek de
Gelmiyor içimden ama,
Yaşanacak ne varsa yaşarız olur biter
Kederlenmeye ne gerek var.
Kime sorayım kim tanır
Kim bilir seni?
Sanki bu şehirde hiç yaşamamış,
Kaldırımlarında dolaşmamışsın
Yağmurlarında ıslanıp,
Sokaklarında ağlamamış gibisin.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!