Tepelerin ardındaki meçhulleri
Merak etmek değil niyetim.
Elle gelen düğün bayram demek de
Gelmiyor içimden ama,
Yaşanacak ne varsa yaşarız olur biter
Kederlenmeye ne gerek var.
Kime sorayım kim tanır
Kim bilir seni?
Sanki bu şehirde hiç yaşamamış,
Kaldırımlarında dolaşmamışsın
Yağmurlarında ıslanıp,
Sokaklarında ağlamamış gibisin.
Koca Öküz yaşlıydı zaten
Bir yaz günü akşama dönerken
Ağıla üç beş adım kala
Dizleri önce titredi, sonra bağı çözülüverdi
Takati kesildi, boylu boyunca yola serildi
Bana kızdığından mı, mahcup olduğundan mı?
Yalnızlık her zaman huzur vermez insana.
Bazen, yüreğini kemiren bir kurt olur
ya da bir işkencecidir ciğerini dağlayan …
Ve bazen bir tokat gibi yapışır yanağına,
gözlerin yaşarır, ağlayamazsın…
Yutkunur, içine atarsın kederini…
Yıllar sonra işte biri var
Düşüncesiyle, dalar giderim beni seviyor
İhtimalinin mihnetinde boğulmalara.
Nefessiz kalırım buğulu bakışlarında
Korkak, kararsız, gelgit öfkelerime
Elbet daha güzelleri geldi geçti
Lakin
Hatıramda kalan sen oldun.
Şimdi sakin
Çekincesiz
Nice erozyonlardan sonra
Gece olmuş, sabah olmuş
Ne fark eder?
Esir olmuş, azad olmuş
Ne fark eder?
saçları rüzgarla uçuşan
gözleri buğulu ıslak bakan
gülümseyen yüzünde
çiçekler açan
güzel çocuk...
elveda demeden önce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!