Şimdi hasret zamanı,
Der gibi, kara dağlar.
Tutmuş tozu, dumanı,
Yer gibi, kara dağlar.
Feleğin hilesiyle,
Sen ağlarsan, göz yaşını,
İçerim, içerim, sen üzülme,
Gönlündeki, hüzünleri,
Biçerim, biçerim, sen üzülme.
Unut artık olanları,
Ağlamanda neş’e,
Gülüşünde dert,
Hem dert getirensin,
Hem derde, hemdert.
Cilvelerin afet,
Nazın tatlı sert,
Duruyorlar, ilah gibi,
Vuruyorlar, silah gibi,
Yüreğimde, günah gibi,
Saçılıyor, yeşil yeşil.
Kâh zehirdir, kâh tat gibi,
Bin söylesem, bir sen etmez,
Kitap gibi özlü anam.
Tarifine, gücüm yetmez,
Bir efsane; gizli anam.
Ben damlayım, sen, denizim,
Sesin çocuk sesi, bakışın kadın,
Yandım ateşine, su ver susadım.
Tatlı kurlarına, aldanırdım ya;
Saçlarıma yağan, kardan utandım.
Güzel gözlerinde, volkanlar kaynar,
Sevdim yine zamansız,
Taktı, yaprak dökümü,
Yakalandım apansız,
Haktı, yaprak dökümü.
Abartısız, yalansız,
Bu ne hâl böyle, bu nasıl mizaç?
Sende marifet bitmez ey felek.
Bu iş ne arşın, ne de bir kulaç,
Bir adım daha gitmez ey felek.
Mesain boldur kuyu kazmaya,
Gönlümdeki mühürü,
Ne kolay açtın yarim,
Uzanan ellerimden,
Ne kolay kaçtın yarim.
Minnet, sitem, hatırla,
Bir zalimin, kulu oldum,
Hay beni, beni.
Harcadığı, pulu oldum,
Vay beni, beni.
Gör başıma, yâr neyledi?
Müdürüm,
Ellerinden öperem...
Nasılsınız, iyimisiniz...
Şiirler ölmez derlerdi inandım valla yine inandım...
Eski günler geldi aklıma...
Hala en iyi müdürüm sensin...