Dua, insanın acizliğini ve Allah’a olan ihtiyacını en samimi şekilde ifade ettiği bir eylemdir. Allah’a dua etmek, insanın kendisini yaratan Rabbine yönelerek O’na olan inancını ve teslimiyetini ortaya koymasıdır. Ancak duanın gerçek anlamını kavrayabilmek için Allah’ın varlığını ve kudretini derinden hissetmek, O’na olan kesin bir imanla dua etmek gereklidir.
İnsan genellikle çaresiz kaldığı anlarda Allah’a yönelir. Hastalık, darlık, korku gibi zorlayıcı durumlarda insan, Allah’ın yardımına muhtaç olduğunu daha açık bir şekilde fark eder. Ancak Allah’a dua etmek sadece zor zamanlarla sınırlı kalmamalıdır. Rahat zamanlarda, günlük hayatın her anında Allah’ın varlığını ve yakınlığını hissederek dua etmek, müminin temel bir özelliğidir. Nitekim Kur’an’da bu durum şu şekilde ifade edilir: “Allah’ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin” (Nisa Suresi, 103). Bu ayet, duanın her zaman ve her şartta yapılabileceğini vurgular.
Samimiyet ve teslimiyet, duanın en önemli unsurlarıdır. İnsan, dua sırasında tüm kalbiyle Allah’a yönelmeli, O’na olan güvenini ve sevgisini dile getirmelidir. Şekil ve ritüellerden ziyade, kişinin içtenliği ve Allah’a duyduğu bağlılık önemlidir.
Dua, Allah ile kul arasında özel ve sıcak bir bağdır. Ancak bazı insanlar bu bağı zayıflatan veya yanlış yönlendiren batıl inanışlara kapılmaktadır. Ağaçlara bez bağlamak, suya üflemek, türbelere yönelerek orada yatanlardan medet ummak gibi uygulamalar, duanın gerçek anlamından uzaklaşılmasına yol açmaktadır. Bu tür uygulamalar, Allah’ın kudretini ve yakınlığını anlayamayan insanların, batıl ve sapkın inançlara yönelmesinden kaynaklanır. Kur’an, insanları bu tür batıl inanışlardan uzak durmaya çağırır. Mümin, “Rabbinin ismini zikret ve her şeyden kendini çekerek yalnızca O’na yönel” (Müzemmil Suresi, 8) ayeti doğrultusunda hareket eder. Allah dışında hiçbir varlıktan yardım ummaz, aracı kabul etmez. Müminin duası, yalnızca Allah’a yönelmiş samimi bir yakarıştır.
Duanın en önemli hikmeti, insanın Allah ile arasında kurduğu bağdır. İnsan, Rabbine açılarak sıkıntılarını, dileklerini, umutlarını O’na sunar. Allah, kulunun samimi duasına icabet eder ve onu karşılıksız bırakmaz. Bu nedenle dua, müminin hayatında bir ihtiyaç olduğu kadar, Allah’a olan imanını güçlendiren bir ibadettir. Sonuç olarak, dua, insanın Rabbine olan imanını ve teslimiyetini ifade ettiği bir köprüdür. Bu köprüyü samimiyetle kuran insan, Allah’ın varlığını ve yakınlığını hissederek huzur bulur. Duanın gerçek anlamını kavrayabilmek için şekilci yaklaşımlardan ve batıl inanışlardan uzak durulmalı; sadece Allah’a yönelerek, O’nun kudretine ve merhametine güvenilmelidir. Bu bilinçle yapılan dua, insanın Rabbine olan bağlılığını ve sevgisini en güzel şekilde ifade eder.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta