Bu günlerde Üstad diye, övülüyor birisi
Sağlığında hiçbir işe, yaramadı dirisi
Üstad,Üstad dedikleri, Allah’ın bir delisi
Böyleleri Üstad değil, asalak bir BİT olur
Olsa,olsa Üstadların, kapısında İT olur.
Hadi sende vur
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Devamını Oku
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
Mektubat'tan... 'Türk milleti anâsır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslümandır. Sair unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa Müslümandır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Türklükten dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi). Halbuki, küçük unsurlarda dahi hem müslim ve hem de gayr-ı müslim var.
Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et. Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş; ondan kàbil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın. Bütün senin mazideki mefâhirin İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefâhir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefâhiri kalbinden silme'
“Şüphesiz Allah şöyle buyurdu; Kim benim dostuma düşmanlık ederse, Bana harp açmış olur. Kulum Bana kendisine farz kılmış olduğum şeyden daha sevimlisiyle yaklaşamaz. Kulum, nafilelerle yaklaşmaya devam eder. Ta ki, Onu severim. Onu sevdiğim zaman işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Bir şey istediğinde veririm, bana sığındığında onu korurum.” (Buhari, 11/340-341- Fethul Bari)
'Mümin ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve çirkin sözlü, ne de hayasızdır.' (Tirmizî, Birr 48,1978)
'Laneti çok yapanlar kıyamet günü şefaatçi olamazlar, şehid de olamazlar.' [Müslim, Birr 85, (2598): Ebu Davud, Edeb 53, (4907).]
'Bir kimse diğer bir kimseyi fıskla veya küfürle itham etmesin. Aksi takdirde, itham edilen arkadaşında bunlar yoksa, kelime kendine döndürülür.' [Buhârî, Edeb 44).]
'Kim bir mü`mini bir münafığa (gıybetçiye) karşı himaye ederse, Allah da onun için Kıyamet günü, etini cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim de müslümana kötülenmesini dileyerek bir iftira atarsa, Allah onu, kıyamet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde, söylediğinin (günahından paklanıp) çıkıncaya kadar hapseder.' Muaz İbnu Esed el-Cüheni - Kütübi sitte hadis no: 4326
Kusura bakmayın önce yüksek sesle bir ÇÜÜŞŞ! diyeceğim. Eğer Rabbim bir sahtekara sahtekar,deliye deli dedim diye bana gazap edecekse başım gözüm üstüne.Ben amentüye iman etmişim. Nur müellifi dediğin sahtekar kim ki Allah ona dil uzatanları gazabına muhatap edecek?Hiç merak etmeyin imanımız tamdır! Hristiyanların cennete gireceğini söyleyen sapıklardan ve ona inan gafillerden kat be kat fazla tamdır!
Peygamber Efendimiz'e (A.S.M.) hakaret eden şiirler yazan Kaab Bin Züheyr'i hatırladım. İnşaallah onu örnek alırsınız.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ve Allah yolunda ömrünü feda etmiş birçok veliye de tarihte 'deli' denilmiştir. Kimin Allah'ın dostu olduğunu şüphesiz yine Allah bilir. Ancak, 'Kuran-ı Kerim'in asrın fehmine bir dersi' ve Kuran-ı Kerim'in en mükemmel bir tefsiri olan Risale-i Nur'a ve müellifine dil uzatmanın Allah'ın gadabını celbedebileceği açıkken, bir iki iltifata mazhar olmak pahasına Allah'ın nefretine muhatap olmayı göze almak akla sığar mı? Şu ayetleri, Allah rızası için ibret nazarıyla okuyun. Allah yanlışınızdan dönmeyi nasip etsin. Amin. 'Yoksa, kalplerinde hastalık olanlar Allah’ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar? Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, sen onları, konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah yaptıklarınızı bilir.' (Muhammmed Suresi, 29-30)
“Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin.Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır.Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir. O halde yalanlayanlara boyun eğme. İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.
Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.”(Kalem Suresi, 10-14)
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta