Bol bulup da, sevgiyi na-layığa sarf etme!
Zira kalbin sahibi, razı olmaz bu sarfa!
Memnu ise muhabbet, gönlü ona zarf etme!
Yoksa dostum akıbet, yazık olur o zarfa!
Madem verdi yaradan, çarçur etme sevgini!
Zannetme ki o nimet, tabi değil sorguya!
Yapar iken Hak sınav, her şey ile ins cin’i;
O sınavı kaybedip, layık olma yergiye!
Bilhassa da o şeyi, tahsis etme faniye!
Baki olan muhabbet, tabi olmaz fenaya!
Sakın olma müptela, Hak yoluna maniye!
Bir şey fani, fenaysa; değmez çünkü senaya!
Rıza için seversen; ulaşırsın maksuda!
Nefsanîyse muhabbet; akıbeti hüsrandır!
Bunu beyan eylerken, kullarına o Huda;
Sen hatada musırsan; göreceğin hicrandır!
Sevmek kadar husumet, elzem elbet yerinde!
Bunu böyle bilmeyen, heder eder sevgiyi.
Varsa yersiz muhabbet, farz-ı muhal ser’inde?
Bir an önce kurtulup, hak eyleme yergiyi!
Allah için sevmeli, Allah için küsmeli!
Budur Rabbin indinde, makbul olan hoş tavır!
Hakka hasım olanla, alakayı kesmeli!
Gayrı olan tavırlar; na-hoş ve de boş tavır!
Rabbimiz; “EL HUBBU LİLLAH VEL BUĞZU FİLLAH! ” –ALLAH İÇİN SEV VE ALLAH İÇİN BUĞZET! - derken bu kudsi kaideden bi-haber olan bir kısım cahiller sevgi nimetini layık olan ve olmayan her önüne gelene sarf etmeyi marifet(!) zannedip emr-i İlahiyi çiğnemekte ve atilerini berbat etmektedirler.
Abdullah Toroslu
25.04.2013-İzmir
Kayıt Tarihi : 25.4.2013 11:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!