İslam toplumlarında bazı sayıların Allah’a ait veya dinî açıdan kutsal kabul edilmesi yaygın bir inanıştır. “1, 3, 7, 40, 99” gibi sayılar zaman zaman özel anlamlarla yüklenmiş, halk arasında bu sayıların Allah’la ilişkilendirildiği inanç kalıpları oluşmuştur. Oysa bu tür inanışların çoğu Kur’an’a değil, kültürel geleneklere ve mitolojik etkilenmelere dayanmaktadır. Allah, Kur’an’da kendisini sayılarla tanımlamaktan münezzeh kılmıştır. Allah’ın “bir” olduğu anlayışı, İslam inancının merkezinde yer alır. Ancak burada kullanılan “bir” ifadesi, sayısal bir birlik değil, mutlak teklik anlamındadır. Bu durum Kur’an’da İhlas Suresi 1. ayette şöyle ifade edilir:
> "De: O Allah Ehad’tır." (İhlas 112:1)
Buradaki “Ehad” ifadesi, sıradan bir "bir" anlamındaki “Vahid” kelimesinden farklıdır. Arapça’da:
Vahid (واحد): Sayısal birliği ifade eder. İki, üç gibi diğer sayılarla birlikte anlam kazanır.
Ehad (أحد): Sayısal değil, niteliksel bir teklik ifade eder. Eşi, benzeri, zıddı, karşıtı olmayan mutlak teklik.
Yani “Ehad” olmak, sayıların ötesinde bir varoluş biçimidir. Sayılar, zaman ve mekâna bağlı ölçüm araçlarıdır. Oysa Allah, zaman ve mekândan münezzehtir. Varlığı bölünemez, sınırlanamaz ve tasnif edilemez:
> “Münezzehtir O ve onların dediklerinden uludur, yücedir, büyüktür.” (İsra 17:43)
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta