Masal.
Hani bir masal, vardıya..
Geçmişten gelen....
Bir varmış, bir yokmuş diyen
İşte şimdi varım.
Nemrud dağı.
Güneş bir başka kırmızılıkta bu gün,
Kırmızı kum tepelerine şafak atmaktayken.
Kutsal emanetin yerini merak etmekteyim,
Yükseldikçe sararan güneşe,
SU DAMLASI
aydınlık gece yarısında,
güneşin hiç batmadığı yerdeyim
bulutların üzerindeyim şu an..
düşüyorum yağmur olarak yer yüzüne,
Afrika çöllerinin göbeğine
Gel
Dindir gözyaşlarını,
Hüzün dolu gönlümün.
Fırtınalı dağlarımın,titrek çiçeği.
Sal kokunu delicesine,
Salki; neşe dolsun çağlayan hüznüme.
Kızıllık
Bir akşam üstü
Gökyüzü kızıla bürünmüş,
Güneş batıyorken.
Ve ılık ılık esmekteyken rüzgar,
SAHİL
Bir deniz kıyısında geziyorum,
Ümitsizce.
Göz alabildiğine uzanan bu sahilde,
Bir seher vaktinde.
MEHMEDİM..
Bir akşam üstü vaktiydi,
Bir alaca karanlık,bir duygu yığınağı..!
Güneşin batamadığı yerdeyim,
Hatta hiç doğmazmış,doğamazmış burada güneş.
ÇOCUKLUĞUM.
Bir sonbahar akşamını arıyor gözlerim.
sert esen kuzey rüzgarlarında uğuldayan çitlenbik ağacının altındaki
kirlenmiş ellerimle oynadığım cam misketlerin sesini,
Bir sonbahar akşamını arıyor gözlerim.
Eski soğanlığın köy camisinden yankılanan akşam ezanının sesini,
Karmaşık.
Gün dogsun yine bu karanlık akşamlara
Bebekler tıngır mıngır sallanırken beşiklerinde
Karanlığı delmesin acı çığlıklarının yankısı
Analar ağlamasın.
Sararmaya yüz tutmuş bir kır çiçeğinin dilinden..
Kır çiçeği
Yine bir hüzün çöktü,şu sarı sıcağın ışığında yapraklarıma.
Rüzgarda sallanan bu zayıf beden benimmi?
Geçmişin gülü serpilmiş şimdi,dökülüyor avuçlarımdan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!